- Kategori
- Deneme
Vurgu Etkiyi Azaltır; Çok, Daha Çoktan Daha Çoktur
Kollarını açarak “çook, teee bu kadar” olmadı “daha çok, en çok, dünya kadar, süper, hiper…” diye yırtınanın yazık nefesine; zira “çok” her şekilde çoktur zaten, onu kelimelerle değil kafamızda çoğaltırız.
“çok” tan ötesi; ikna, aldatma, reklam gibi şeylere yönelik, sadece inanmaya müsait olanların inandığı boş bir şehir efsanesi…
Çok, büyük, geniş… Gibi asıl kelimeler yeterlidir; “en” ve “daha” zaten karşılaştırma/kıyaslama ifadeleri. Anlamadığımız bir şekilde bunlar da “çok” u “daha çok” göstermek için kullanılıyor.
“Büyük” de ben anlarım, “çok büyük” demene gerek yok, bir şeyin ne kadar büyük olabileceğini biliyorum zaten.
Ve “büyük” inandırıcı, “çok büyük, en büyük” gibi ifadelerde bu inandırıcılık kayboluyor.
Sen “geniş” de ne kadar geniş olduğunu biz hayalimizde kuralım, öğrenmemiz gerekiyorsa ölçü ver; ne kadar acaba diye olmadık şekilde aklımızı zorluyoruz.