Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '09

 
Kategori
Eğitim
 

Vurun Kahpeye!

VURUN KAHPEYE!

Yazarı: Halide Edip Adıvar

Konusunu, Milli Mücadele günlerinden alan bir romandır. Kurtuluş Savaşı döneminde geçen gerçek bir hikâyeden bahsedilmektedir. Milli değerlerine sahip çıkan modern bir öğretmenin hikâyesidir.


Romanda idealist İstanbullu öğretmen Aliye'nin Anadolu’da bir kasabaya gidişi ve bölgede Milli Mücadele düşüncesine destek faaliyetleri, vatan ve gelecek nesiller için hayatı pahasına gericilerle mücadelesi aktarılır.


Kitapta anlatılanlar, Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’da adı verilmemiş bir köyde vukuu bulmaktadır. Kitabın başkahramanı Aliye öğretmendir. Aliye öğretmen, batı kültürü almıştır. Özgür düşünüp yaşayan, aynı zamanda milli değerlerine bağlı ve ahlaklıdır. Zorluklara göğüs geren, Anadolu’da erkeklerle beraber düşmanla savaşan, erdemli, vatansever bir kadındır.


Aliye öğretmen, yüzbaşı bir babanın ile veremli hasta bir kadının kızıdır. Annesini kaybettikten sonra küçük yaşlardan itibaren bütün çocukluğu Darülmuallimat’ta geçmiştir. Babasının da Kafkaslarda izini kaybetmiştir.

Aliye öğretmen okulunu bitirir ve diplomasını alır. Genç bir öğretmenin "Anadolu’da çalışınız, " telkini ona bir yol gösterir. O, İstanbul’da yer bulabilmek için her türlü rezilliğe katlananların haline acır. Ve nihayet hiç kimsenin gitmediği Anadolu’nun bir kasabasında öğretmenliğe atanır. Aliye kasabaya bayan öğretmen olarak gider. O, İstanbul’dan Anadolu’ya gelmiş idealist bir öğretmendir.

Aliye, öğretmen olarak gittiği kasabada Ömer Efendi ve Gülsüm Hala adında yalnız bir çiftin yanında kalır. Onlar Aliye’yi kendi kızları yerine koyarlar ve benimserler. Aliye öğretmen ilk günlerinde utangaç ve çekingendir. Kasaba halkı Aliye’nin modern görünüşünden rahatsız olur ve onu dışlar. Ama Aliye’nin çocuklara yardım etmek amacıyla geldiğini öğrenince düşmanca tutumları değişir. Zamanla Aliye de onlara alışır.

Mektepte ikinci öğretmen olarak yer alan Hatice Hanım da Aliye öğretmene hoş gözle bakmaz. Okulun ilk günlerinde köy ağasının oğlunun diğer bir çocuğu hırpalaması ve Aliye'nin de onu sınıftan kovması köyde büyük yankı yapar. Çünkü ondan öncesinde okulda bulunan ikinci öğretmen Hatice Hanım, bütün bu ayrıcalıklara, haksızlıklara göz yummakta ve hatta köyün ileri gelenlerinin çocuklarına farklı muamele etmektedir.

Aliye öğretmenin ilk olarak bu tarz haksızlıklara göz yummayışıyla birlikte, ondan sonraki hayatı da memur hanımları ve eşraf oğullarının tehdit ve kavgalarıyla geçmiştir. Fakat o, her şeye rağmen mektepte asayişi sağlamaya çalışmıştır. O güne kadar bir eşraf çocuğuna henüz böyle muamele eden muallime görülmemiştir. O gün evde bu olayı Ömer Efendi ve Gülsüm Hala’ya anlatır. Ve onlara şöyle bir yemin eder: "Toprağınız toprağım, eviniz evim; bu diyarın çocukları için bir ana bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi."

Hakikaten Aliye, bütün dedikodulara rağmen şevkle çalışıp, takdir toplar. Bütün kasaba onu konuşmaya başlar. Aliye çocuklara marşlar öğretip, onları bayraklarla caddede dolaştırır ve milli marşlarla halkın duygularını, milli hislerini coşturur.

Bu arada halk ikiye ayrılmıştır. Kuvay-i Milliye taraftarı olanlar ve onun karşıtı olanlar olmak üzere iki kesim oluşmuştur. Aliye öğretmen, coşkun bir ruhla çocuklara elinden geldiği kadar Türklük’ü aşılamaya gayret eder. O, bütün dedikodulara rağmen kalbinin en genç, en imanlı gücüyle okulda çalışır. Öğrencilerine vatan sevgisini verir, çocukların ellerinde bayraklar sokak sokak dolaşır. Tabi olarak da bu, ona kuvvetli bir Kuvay-i Milliye taraftarlığı rengini verir.

Eşraf, Kuvay-i Milliye’yi bir çeşit Bolşeviklik ve halkın mallarının alıp halka dağıtacak bir şey olarak anladıkları için üzüntülüdürler. Bir Cuma günü Namaz vaktinde Aliye çocukları toplar. Bayraklarla marş söyleyerek gezerlerken bir kalabalıkla karşılaşırlar. Hacı Fettah Efendi halkı toplamış, Kuvay-i Milliye aleyhine konuşmalar yapmaktadır. Aliye öğretmenin çocuklara şarkı söyleyerek gezdiğini görünce, "Görüyor musunuz? Erkeklerin içinde yüzü gözü açık namahremler Müslümanların kalbini fesada vermek için şarkı söyleyerek dolaşıyorlar. Bunlar melundur, bunların eline çocuklarınızı teslim etmeyiniz, eğer başımıza taş yağdığını görmek istemiyorsanız, bunları üstleri başlarıyla beraber kendilerini de parçalayınız, " der.

Aliye öğretmen bu konuşmalara kızarak daha da kalabalığın üstüne gider. Bir süre sonra Kuvay-i Milliye birliklerinin gelmesiyle kalabalık dağılır. Birlik komutanı Tosun Bey olaya el atar. Ömer Efendi, Tosun Paşaya Hacı Fettah Efendinin halka yaptığı Kuvay-i Milliye aleyhtarı konuşmalardan bahseder. “Yüzü açık” diye namuslu bir kızın az daha parçalattırılacağını anlatır. Tosun Bey, Fettah Efendi’nin yaptığı konuşmalardan dolayı cezasını çok ağır çekeceğini ve halktan bir miktar para toplanacağını söyler.

Başta Fettah Efendi’nin karısı olmak üzere bir grup eşraf kadını, Tosun Paşa’yı caydırmak için Aliye'ye yalvarmaya gider. Çünkü Kuvay-i Milliye birlik komutanı Tosun Paşa, Aliye öğretmene sevdalanmıştır. Aliye öğretmen, Hacı Fetttah Efendi’nin onca kendisi aleyhindeki konuşmalarından sonra bile Fettah Efendinin karısına onu kurtarmak için söz verir ve Tosun Paşayla bunu konuşur. Tosun Bey, Aliye'nin sözlerinden etkilenir ve onu Ömer Efendi’den ister. Başka bir köye yapılacak baskından dolayı gitmesi gerekir ve Aliye'yi Ömer Efendi’ye emanet eder.

Yalnız Hacı Fettah Efendi’nin öfkesi ve kini eskisinden daha da artar. Ve kafasında bir fikir belirir: "Tosun Bey’in yapacağı baskından, kasabadaki düşman komutana haber vermek, Tosun’un geri dönerek Aliye'yi almasını önlemek."

Fettah Efendi ve yanında Uzun Hüseyin, düşman karargahına giderek Yunan komutanı Damyanos ile iş birliği yaparlar. Tosun Beyin tüm planını anlatırlar. Fettah Efendi daha sonra Aliye'nin şeytanlığından, güzelliğinden ve erkekleri nasıl baştan çıkardığından Damyanos'a bahseder. Damyanos, kasabayı altüst eden bu kadar önemli bir Türk kızının hayalini kurmaya başlar.

O gün sabaha karşı düşman ordusunun ayak sesleri duyulur. Halk Hacı Fettah Efendi’den yardım diler ancak O, halktan birkaç Kuvay-i Milliyeci’nin, başta da Ömer Efendi’nin öldürülmesini ister. Köyde Hacı Fettah Efendi, Damyanos'u karşılar ve ona yardım eder. Zulümler en fena devrini yaşamıştır ve iki hafta kadar sonra durur. Bu arada düşman ordusu tarafından yakalanan Ömer Efendi’yi kurtarmaya giden Aliye, Damyanos ile konuşur ve babasını serbest bırakmasını ister. Bu arada Rumca konuşmalar yapar. Komutan kızın isteğini yerine getirir. Rumca konuşmaları ve komutanın Aliye'ye boyun eğmesi Fettah Efendiyi çileden çıkartır. Aliye'nin çarşaf giymiş gavur kızı olduğunu halka yayar. Damyanos da Tosun Bey’in kasabaya gelmesini ve onu öldürerek Aliye'ye sahip olmayı planlar.

Damyanos Aliye'ye onu sevdiğini, eğer kabul ederse onu çok zengin yapacağını ve Yunan ordusunu geri çekeceğini vaat eder. Aliye ise bunu kabul etmez. Namusunu düşünerek Tosun Beye ihanet etmez. Bu arada Tosun Bey gizlice Aliye'nin evine girmeyi başarır. Geceyi beraber konuşarak geçirirler. Ertesi gün bu kasabayı düşman kuvvetlerinden temizlemek için Tosun Bey, bir saldırı yapacaktır. Geceden anlaşırlar, fakat sabah uyandıklarında evin etrafının askerlerle çevrili olduğunu görürler. Bunun üzerine Aliye vatanı, milleti için Damyanos'a gitmeyi ve onu oyalayarak işleri yoluna koymayı planlar. Damyanos'a gider ve evin etrafındaki askerlerin geri çekilmesini ister. Bunun karşılığında onunla evlenmeyi kabul ettiğini söyler. Aliye düşmandan kurtulacak olan kasabasını düşünür. Her şey onun kararına bağlıdır. Mecburen kabul eder. Bir iki gün Damyanos ile beraber kalır. Ve bir sabah Türk Ordusu kasabaya girerek kasabayı düşmanlardan temizler. Aliye bu arada Damyanos'un yanından kaçarak saklanır.

Hacı Fettah Efendi bu arada hala Aliye'ye duyduğu kin ve öfkeyle doludur. Aliye'yi bulur ve halka, "Biz kendi ordumuz girmeden burada şeriatın namusunu temizleyeceğiz. Evvela Yunanlara namusunu satmış ne kadar kahpe varsa temizleyeceğiz. Şu cami meydanında onları öldüreceğiz. İslam'a hıyanet etmiş tek bir kahpe bırakmayacağız, " der.

Ve Aliye öğretmen halkın önünde dövülür. "Vurun kahpeye! Vurun kahpeye!" diye bağıran Fettah Efendi halkı da ateşleyerek “kahpe1” diye bağırmalarını ister. Taşlarla sopalarla dövülerek öldürülen Aliye'nin ise ölmeden önce son sözleri şunlar olmuştur: "Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi."

Türk birlikleri kasabaya geldiklerinde, Aliye öğretmeni ölü olarak bulurlar. Tosun Bey yoktur. Çünkü o da cephanelikte vücudunun yarısını kaybetmiştir. Binbaşı Ali Bey Tosun Beyin nişanlısını sormaya başlayınca, Fettah Efendi iftiralarına devam eder. “Aliye'nin son geceyi Yunan kumandanının koynunda geçirdiğini, onun kahpe olduğunu ve bu sabah halkın Yunanlara Müslüman namusunu satan kadınları meydanda parçaladığını, ” söyler.

Hacı Fettah Efendi, vaktiyle Damyanos'a olduğu gibi şimdi de yeni karargaha en yakın adam oluverir. Ancak işleri rast gitmez ve Hacı Fettah'ın Damyanosun adamı olduğu, Yunan askerleriyle birlik içinde olduğu halk tarafından söylenir. Kasabada İstiklal Mahkemesi tarafından Hacı Fettah Efendiye idam kararı çıkarılır ve Aliye öğretmenin öldürüldüğü yerde günahını idam edilerek öder.

Sonuçta Aliye öğretmen dini bütün imanlı insan sıfatı altındaki vatan hainleri tarafından suçsuz yere damgalanarak "Vurun kahpeye" nidalarıyla taşlanarak öldürülmüştür.

Tosun Bey, Ali Beye yazdığı mektupta Aliye'nin mezarını köyde yaptırmasını, onun kasabada iyilik ve fedakarlık abidesi olduğunu, isminin temiz olarak iade edildiğini söyler ve şunları ekler: "Ben menekşe gözleri ile sevdiğim en büyük kahramanı, şehit kızı kalbimde götürüyorum. Dudaklarımda onun sözleri var:

"Toprağınız toprağım, eviniz evim; bu diyarın çocukları için bir ana bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi.

Sonuç:

Aliye Öğretmenler, sadece bildiklerini öğretmekle kalmamışlar, vatanları için canlarını da feda etmekten çekinmemişlerdir.

Nuriye Eren

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..