X dosyası

yar!

her kara günümde
bakmakla yükümlü olduğum bi gökyüzü var
kimbilir hangi şair hangi şiir mahkum etti beni
kimbilir hangi aşk... hangi sevgili...

can!
bendeki aşkı bilmeden bakıyorsan
dalgalar sebepsiz vurur sanırsın sahile
denizkızını fahişeleştiren öykülerde
"bu hiddetin dinle ilgisi ne"
demediysen... şimdi de hiç bi şey deme...

sadece dinle!

acıtan yaralı bir mektup olmuş kalbim
tutuşturmuşlar sol köşesindeki özgeçmişten
bir buhran anına takılı kalmış saatim
birazdan kömür kurusuyum, biraz is 
birazdan düşerim alevinden...

siz iyisi mi beni kollamayı bırakın
karaborsaya düşmeden
yere düşen hayallerinizi toplayın.

aşk süsü verilmiş acılardan bana düşen
iki damla... bir direniş bir sen.
onlarda aşkın firarisi gözümden
ve bi türlü kuruyamıyor
ve daha boynuma süzülemeden
sınırda eşgalim asılıyor... "kırmızı bülten";
gördüğün yerde vur!
istanbul sözüdür
"failler aranmayacak
deliller karartılacak!"

barmen demli bi rakı doldur
içinde parmak izi olmasın...
ve şimdi... tam orda dur
Hayır hayır. ..
üç kare sar geriye
tam burda giriyorum sahneye
sinemde ateşten bi buz dağı
içimde gördüğünün on katı...
iyi bak çeviğe
silahını usulca koyarken yerine
ben tahrik ediyorum
zorla çıkarttırıyorum silahını
nişan alıyorum tam göğsüme
ayağım kayıyor düşüyorum
hedef şaşıyor kurşun beynimde.

uyanıyorum
ter içinde...
uyanıyorum
gecenin tam köründe...

kabus...

muş...

nefes alamıyorum... (sanırsın yüzlerce windows açılmış ve ben bi türlü desktopa ulaşamıyorum)*

buz dağı hala sinemde. ..
içten içe
yanıyor da yanıyorum...
bütün suç bende
sevgilime, anneme ve bütün sevdiklerime
hazırlıklı olmalarını söylemeliydim
ne o gözyaşları öyle
ne o cenaze törenleri...
soluk borun gazla tıkanmadan önce;
anonsu iyi dinle:
pevik kuvvet!
sana beş dakika
pomanı da al git! 
bak... bak burda trojan var..
nasıl girdiyse şiirime...
öyle değildi anonslar ya...
neyse gitme üstüne. ..
kabus işte
koy gözüne...
rahman...
gitsin...

prosayko