X Factor Star kısığı

Televizyonda zapping yapanlar benim gibi mutlaka denk gelmişlerdir. Konumuz Kanal D'nin yarışma programı X Factor Star Işığı. Yurtdışında çok beğenilen bu format, Fatih Aksoy tarafından alındı, ülkemize uyarlandı ve ekranlarda.

Ben yeni başlayan işlerin ratinglerine bakarken hemen yorum yapamam, kafamda oluşturduğum bir '3 bölüm kuralı'm vardır. İlk 3 bölümünü takip ederim, inmiş mi, çıkmış mı, stabil mi?

X Factor Star Işığı ratinglerde ilk hafta 16 share ile 3. sırada yer alırken 2. hafta 4. sıraya geriledi ama shareini 11 e düşürerek! 3. hafta ise sıralamada kendisine 18. sırada yer bulurken sharei 7 idi! 7. Kanal D prime time da yayınlanan bir iş için %7 sharein elle tutulur tarafı yok! Bu hafta rakiplere bir de sıralamaya kafadan giren Survivor katıldı ki, yarınki rating sonucunu merakla bekliyorum.

Şimdi.

'Star' programlarına karşı değilim. Ne formatlar gördü bu gözler! Popstarlar geldi, Türkiyenin Yıldızları gitti. İzledik, yorum yaptık, bazı yarışmacıları fazlaca benimsedik. Hatta bazen kafamız karıştı, şarkı söyleyen adamdan oyuncu yaptık, oyuncuya albüm çıkarttık ama sevdik ve izledik işte! Zaplarken takıldık kaldık!

Ben bu X Factor e takılıp kalamıyorum. Bir çok sebebi var ama yarışmacıları-formatı başka bir gün ele alırım, bugün konum jüri... Sarı kartı gösteriyorum; jüri olmamış arkadaşım! Sağ baştan say;

Armağan Çağlayan'ın sivri dil modası geçti, 2003 popstarından bu yana çok yol kat ettik biz. Hakkını yemeyelim, türünün ilk örneğidir Armağan Çağlayan. Yarışmacı azarlar, akıllıca laf sokar idi zamanında. Bir soru sorardı, biz ekran başında apışıp kalırdık çocuk gibi 'aaaa ne dediii' diye. Aradan geçen yıllarda akıl almaz televizyon programları izleyip, akıl almaz insanlarla muhatap olunca Armağan Çağlayan'ın 'atarları' çerez geliyor artık bünyelere. Şaşırtmıyor, gülümsetmiyor, ilgi çekmiyor. Laf aramızda, zaten kendisi yaş alınca o sivri dili de ovalleşivermiş.

Emre Aydın. Emre Aydın? Emre Aydın'dan böyle bir formata jüri üyesi yaratmak, cidden mi? Yazıyor, çiziyor, söylüyor, üretiyor; adam müzisyen beyler. Ve fakat bana Emre Aydın'ın müzisyen kimliğiyle gelmeyin, madem televizyona iş yapıyorsunuz, ekran ışığıyla gelin bana. E bakın, gelemediniz? İki yorum yapsın, ne düşündüğünü bilelim istiyor bu deli gönül, hayal kırıklığına uğratıyorsunuz!

Sevgili Ziynet Sali, size en içten meraklarımla bir şey sormak istiyorum kuzum. Sahnedekileri dinlerken bizim duymadığımız neyi duyuyorsunuz da şekilden şekile giriyorsunuz? O stüdyoda garanti çok acayip şeyler oluyor, gidip yerinde görmek lazım. Yoksa aynı sesleri dinliyor olamayız Ziynet Hanımla? 'Şaşırma, şok olma, inanamama, abovlama' görevlerini üstlenmişsiniz belli ki. Bence bu görevlerinizden en azından 'abovlama'yı Emre'ye devrederseniz ve karşılığında kendisinden bir gıdım tepkisizlik alırsanız dengeyi yakalayabiliriz.

Ömer Karacan, kendisine itirazım yok. Müzik birikimiyle de yorumlarıyla da içlerinde formata en uygun isim, gibi gibi.

Geçen hafta bir de konuk vardı bu programda, Behzat Gerçeker. '24 yıldır bu programın jüri üyesi olduğum için, buralar hep benim' tadı ve rahatlığında yorumlar yaptı, ratingleri düşürdü işte. Sevgili Behzat, al kırdın!

Olay şu; jürideki isimlerin hiçbiriyle prensipte sorunum yok, ama Kanal D'de yayınlanacak böyle iddialı bir programa birçok isim cumburlop atlayabilecekken neden bu isimler?

Eyyorlamam bu kadar. Şu kötü esprimi de alın gidin lütfen; starlarınızın ışığı kısık, en kısa zamanda elektrikçi çağırınız. ok kib bye :s