Ya Sonra? (Sonrası, kaybolan mutluluğa kavuşma)

Evlilik, dıştan bakınca başka, içine girince daha bir başka...

Bu “başka oluş”, evlilik süresince, “hesapta olmayan” gelişmelere yol açabilir. Eşler arasında, zorlukları birlikte aşma, sorun yaratmama söz konusu olursa, “küçük kusur”lar, bağışlanır olur.

Birlikte yaşama, evliliğin getirdiği sorumluluk; özellikle erkekler için, “eski alışkanlık”lardan uzaklaşmayı, “evine bağlı olma”yı gerektirdiği yaygın bir kanıdır.

Ancak, “eski alışkanlık”lar, kişinin peşini bırakmaz.

Bekar arkadaşlarla ilişkilerin, evlilik öncesinde olduğu gibi sürüp gitmesini istemek, kuşkusuz, bir sorun olarak çiftlerin karşısına dikilebilir. Hele, topluluk içinde, eşe yönelik ya da onun alınacağı imalı sözler söyleme, sorun yaratmada bire birdir.

Ya sonra?

Bir film adı “Ya Sonra”...

“Aşk” sözcüğü ile başlayan film, Âdem’in, söz evlilikten açılınca, bekar bir arkadaşına “Evlenip de hayatını mı karartacaksın!” demesi, Âdem’le Didem’in evlilikleri konusunda ipucu veriyor.

Didem, kocasının peşinden sürüklenirken ailesini, dostlarını ve kariyerini bir kenara bırakmış ve hiç tereddüt etmeden, daha önce sadece haritalarda gördüğü şehirlere gitmiştir.

Evliliği kaldıramayan, evlilik sorumluluğundan uzak, “benim babam”, “benim kardeşim”, “benim işim”, “benim arkadaşlarım” yaklaşımıyla, eşini ikinci plana atan...

Daha çok, arkadaşlarıyla birlikte olmayı, maça, yemeğe gitmeyi yeğleyen...

Evliliği kaldıramayan bir erkek: Âdem!

Ya Sonra?

Aşk sözcüğü ile başlayan film!

Ya sonra?

“Konu aşksa konuşmayın!” ile biten film!

Ya sonra?

Sonrası, kaybolan mutluluğa kavuşma!

Ya sonra?

Öncesiyle sinema perdesinde...

TURGUT ÇELİK/ Mersin