Yağmur değil sel...

Artık yağmurun ismi sel olarak değişecek herhalde. Çünkü meteoroloji sürekli sel uyarısı yapıyor. Yağmur geliyor demiyoruz. Sel geliyor diyoruz. Üstüne üstlük "şu halimize bakın, bu ne razalet, bize yardım edin, devlet nerede?" diyoruz.

Belki biraz haklıyız. Belediyelerin ve yerleşim yerlerinin alt yapı yetersizliği ve sorunları sele neden oluyor. Fakat çok aşırı şekilde yağmur yağarsa belediye ne yapsın, devlet ne yapsın? Adı üstünde; "Doğal afet.".

Burada suçu kendimizde aramamız gerek. Çünkü dünyanın düzenini biz insanlar bozduk. Hiçbir şeyi umursamadık. Çağrılara kulak asmadık. Hep birşeylerden yakındık, sadece yakındık. Her zaman Dünya'nın doğal sisteminin bozulduğunu söyledik. Söyledik ama düzeltmeyi hiç düşünmedik. Çözüm yollarını bildiğimiz halde uygulamadık. Hep birilerine "çevreyi temiz tut" dedik ama sonra kendimiz çevreyi kirletmeye devam ettik. Kısacası, bile bile Dünya'yı yaşanmaz hale getirdik.

Dünya'ya zararı olduğunu bile bile toplu taşıma araçları yerine özel araçlara bindik. Lambaları gereksiz yere yanık bıraktık. Televizyon seyrederken uyuduk, kapatmaya üşendik. Toprağı kirlettik, elimize geçen çöpleri çöp kutusuna değil de yerlere attık. Herşeyi plastik yaptık, kıyafetlerimizde bile petrol kullandık. Yiyeceklerimizi naylon poşetlerde sakladık. Suları boş yere harcadık. Denizlerimizi kirlettik. Yasak olmasına rağmen fabrika atıklarımızı denizlerimize akıttık. Daha düne kadar Kurşunsuz benzin kullanmıyorduk. Gereksiz yere yakıt harcadık. Bunların hepsini bile bile yaptık. "Amaaan boşver, şimdi ben bunu yapmasam dünya kurtulacak mı, dünyayı bir tek ben mi kurtaracağım." dedik.

Şimdi de yağmur yağmıyor diyoruz. Yağmur yağıyor, sel oldu diyoruz. Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk diyoruz. Sonra da birilerine kızıyoruz. Kendimize değil de başkalarına soruyoruz bunun hesabını.

Hala aynı şeyler devam ediyor. Dünya'nın düzeninin daha fazla bozulmaması için yine hiçbir şey yapmıyoruz. Yapılan tek şey, devletin millete, milletin devlete yakınması. Ne devlet bu sorunun üstesinden gelmek için yeteri kadar çalışıyor, ne de millet.

Herkese sevgi ve saygılar. Hoşçakalın.