- Kategori
- Deneme
Yağmur ve giz...

Düşes'ten bir sahne...
Sessiz sedasız ve belki çaresiz kaderine boyun eğiyor,
Uyanmak için, hissettirmeden bekliyor tabiat yağmurun dinmesini.
Bekleme zamandır şimdi.
Güneşin ince dokunuşlarıyla dalların tomurcuk vermesini.
Dallara can verse de yağmur, hiç iz bırakmayacak açan çiçeklerin üzerinde.
Belki de istemeden, toprağa karışıp gidecek, el olacak yani.
Sebebi güneş olacak tomurcukların.
Çiçeklerin hiç haberi olamayacak, evvelki borandan, kardan.
Toprağına salınan yağmurdan.
Dallar üzerinde bir gelin gibi süzülen bahar dalı,
Nedir sana hayat veren belki hiç bilemeyeceksin…
Yapraklarını güneşle açtığın için, hep ona itaat edecek, ona boyun bükeceksin…
Oysaki yağmurlar, nasıl sabırla beklediler senin gün ışığına çıkmanı.
Sen bunu hiç hissedemiyeceksin.
Ve sonra…
Yapraklarına aşkla düşen nisan yağmurlarına, güneşle aramıza girdi diye sitem mi edeceksin.
Seslenişim kimseye değil, bahar dalı,
Belki tek bir beyaz tebessümün için sadece sana…