- Kategori
- Haber
Yakında bekçi düdüklerinden resitaller dinleyeceğiz. Ne çıkarsa bahtımıza.

Bakalım bu resitale ne zamana kadar dayanabileceğiz.
Haberi duyunca kendiliğimden sevindim. Mahallelerde bekçiler, eskisi gibi can ve mal güvenliğimizi koruyacakmış. 7 bin mahalle bekçisi alınacakmış.
BU GÜNÜN BARTININDAN BİR YER: "ŞELALE"
Çocukluğumda bu bekçiler vardı. Yolda ceketini omzuna almış bir vatandaşı gördüklerinde, ikaz ederlerdi “ Sen külhanbey misin?” diye. Uzaktan bekçiyi görenler, ceketini giymeyi yeğlerlerdi.
Yeni alınan karar gereğince bekçiler, gece daha görünür olacak, sokakta devriye gezecek, olası olumsuz durumunda ilk müdahaleyi yaptıktan sonra bağlı oldukları polis merkezine gerekli bilgileri aktaracak. Emniyet bekçileri bir yıl intibak dönemine tabi tutulmalarının ardından göreve başlayacak.
Mahallelerde bir olay çıkmadan, çıktıktan sonra da anında müdahaleyi mümkün kılacak “yeni güvenlik konsepti” kapsamında mahalle bekçileri , önümüzdeki günlerde devreye giriyor.
Onların düdüklerle anlaşması bir alemdi. Üç mahalle öteden, bekçinin düdüğü diğer semtlerde çın çın öterdi. Acil bir durum mu var? Düdükler çalınırken, parolalı olarak öttürülürdü. Polisler bekçileri geceleyin kontrole çıkardı. Her polisin, her bekçinin ayrı ayrı düdük öttürüş şekli vardı. Bekçiyi, düdüğünün çalış şeklinden tanırdınız. Denilebilir ki, onmlar, düdüklerini musikal yapmışlardı. İrtibatı sağlamak için, düdükleri sık kullanırlardı. Evdeki insan da bunu duyar, mutlanırdı. Bir nevi düdük resitali dinlerdik sabahlara kadar.
Mesela, Bartın’ın namlı bir polisi vardı: “ Ethem Polis” Onun düdüğünü duyanlar, titrerdi. Bekçi başı Rasih vardı. Evi Kırtepede idi. Oturaklı bir bekçi idi. Polisler ona selam verirdi.
Babam, o kentin Emniyet Amiriydi. Bir ayakkabı ihalesi yaptı, ben de şahit oldum. Topladı esnaftan kunduracıları. Dedi onlara: “ Bu bekçiler hepimizin namusu. 25 bekçi için, 26 çift ayakkabı istiyorum. İş bittiğinde gelirken, bir de pense getiriniz. İçlerinden lalettayin birini açıp, altını kontrol edeceğim” derdi. İhalenin şartı buydu.
Daha sonra esnaftan bir kunduracı talip olurdu o kunduraları yapmağa. Yanında bir adet pense ile birlikte ayakkabıları teslim ederdi.
Babam: “ Bu bekçiler hepimizin namusu. Karda kışta ayakkabısı su almamalı. Kar suyu içeriye girmemeli. Böyle olursa bekçimiz, çatı altına sığınır, uyur kalır ve olanlar olur” derdi.
Bazı polisler, bekçiler için “ayak bağı” derlerdi. Hızlı hareket edememekten yakınırlardı. En kralları ise Bekçi Rasih’ti.
Şimdiki Emniyet Müdürümüz İsa Aydoğdu’ya nezaket ziyaretine gitmiştim. Nezaketle karşıladı. Babamın , emniyet binasının giriş salonundaki duvarda, resimleri var. Bekçilerin de var. Ondan bahsettim. “İlginç” dedi Müdür. Hep birlikte aşağı inmeyi teklif etti. Babamın resimlerini aramıza alarak birlikte resim çektirdik.
Müdür o zaman şöyle demişti: “Eski devirlerde polislik önemliydi yine. O zamanın amir ve müdürlerin yerini doldurmak zor. Çok kıymetliydiler” demiş ve gurur duymuştum.
Babam, bir Kut’ul Amare Savaşcısı ve İstiklal Madalyalı bir gazi. Bartın’ı severdi. Bartınlı da onu severdi. Gittiğimde, eskiler hep babamdan bahsediyor soluksuz olarak.
Babam “Bartın halkı kadirşinastır” derdi daima. Ve babam, kadirşinas Emniyetin salonlarından , uzun yıllar hizmet ettiği Bartın’a ve Bartın’lılara duvarlardan da olsa bakıyor, o havayı teneffüs ediyor. Minnettarlığımız her daim artıyor.
BARTIN EMNİYET MÜDÜR İSA AYDOĞDU, BABAMIN RESMİNİ DUVARDAN İNDİRTTİ, VE BİRLİKTE RESİM ÇEKTİRDİ...BU VEFA KARŞISINDA ÇOK DUYGULANDIM.
BABAM TAHSİN CELLEK. O ZAMAN İKİ YILDIZI VARDI. DAHA SONRA YILDIZLARI ÇOĞALTTI.
İNÖNÜ BARTINDA... SOL BAŞTA BABAM. KORUMA YAPIYOR.
İŞTE ETHEM POLİS.- SOL BAŞTA -İNÖNÜ BARTINA GELDİĞİNDE KORUMA YAPIYOR. ETHEM POLİS DAHA SONRA BARTINLI BİR KIZLA EVLENDİ.
DUVARDA DA ÇARŞI VE MAHALLE BEKÇİLERİNİN RESMİ VAR
BARTININ MAHALLE VE ÇARŞI BEKÇİLERİ TOPLU HALDE.( SOLDAN İKİNCİ ETHEM POLİS VE YANINDAKİ DE BABAM)
EBEVEYNİM: SOL BAŞTAKİ, ORTAOKUL YILLARIM, ANNEM VE PEDER VE OTURDUĞUMUIZ EV. (HALA DURUYOR)