Yalandan yemin edilen bir ülkenin geleceğinden kimse emin olamaz

Gerçek olan şudur ki; bugün acil bir şekilde, adil olmayan bir durumla karşi karşiya bulunmaktayız. Karşimızda R.Tayyib Erdoğan’ın kişisel yönlendirmeleri (seçilseler dahi serbest kalacakları kesin değil beyanı) ile vuku bulan emri vakiliği karşısında, emir kulluğun hukuku mevcuttur.  

Söz konusu duruşumuz; adil olmayan bir duruma karşi, kutsal ve onursal direnme hakkımızı kullanmamızdır. Çünkü millet vekili olma, mili iradeyi temsil etme ve taşima şeref ve haysiyetini ancak böyle koruyup kurtarabiliriz. Bu aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisinin kurucu ruhu ve onun ülkeyi kurtarıcı, kökü, kudreti ve kararlılığıdır. Çünkü biz şunu biliyoruz ki; bugün koltuk gibi basit şeyleri feda etme basiretini gösteremezsek; yarın bizden sonrakilerin kaderini büyük belalara sürükleme bedbahlıklarına düşebiliriz. Bundan dolayı biz ancak ve ancak adaletin yerine gelmesi, evrensel hukukun vuku bulması , temel hak ve özgürlüklerin sağlanması için TBMM’ de haysiyet ve şerefimiz üzerine yemin ederiz. Çünkü bunlar bizim için haysiyet ve şeref konusu olan, seçilme sebebimizi teşkil eden vazgeçilmez değerlerdir. Bu aynı zamanda kurumsal olarak Cumhuriyet Halk Partisinin, kişisel olarak yöneticilerinin ve mensuplarını varlık sebebidir ve biz yine şunu biliyoruz ki; varlık sebebini koruyamayan bir bir hareket, parti ya da kurum yok olmaya mahkumdur. 

Ve şunu özellikle kamu oyunun dikkatine sunuyoruz ki; Söz konusu duruşumuzun konusu kesinlikle kişiler değildir. Çünkü kişiler gelir, geçer şeylerdir. Lakin kişiler üzerinden yaratılmaya çalisilan adaletsizlik, haksızlık, zorbalık, despotluk, keyfilik gibi kötü bir niyet, uygun karşilığını bulmazsa yüzlerce hatta binlerce yıl dahi bizi kovalayıp bir toplumun ve de ulusun kör kaderi haline gelebilir. Nitekim tarihte bunun onlarca, yüzlerce örnegi sabittir.  

Bundan dolayı bugün kurnaz bir zorbalığa karşı, milli iradeyi temsil eden tutuklu 8 millet vekilinin şahsında adaleti, hakkı, hukuku, özgürlügü ve özgür bir dünyayı sonuna kadar savunuyoruz. Bu duruşumuzda hiçbir şantaj ve tehdide boyun eğmeyeceğiz ve teslim olmayacağız.  

Hiçbir şey bizi adil olmayan bir durum karşisında yalandan yemine zorlayamaz. Çünkü yalandan yemin yılan gibi zehirlidir ‘’bana dokunmasın’’ hesabı yaparsak bütün toplumu zehirleyerek dokusunu bozar ki bu kendimizi (koltuklarımız) kurtarmak için kendimizden sonrakilere karşi yapacağımız en büyük ihanettir. 

Bir sonraki kuşağın kaderini bir önceki kuşağın iradesi belirler. 

Bundan dolayı eğer tükürmüşsek; haksızlığın, zorbalığın, despotluğun, hukuksuzluğun üstüne tükürmüşüzdür. 

Bunun içindir ki; adil bir dünya yaratma yolunda koltuk, makam, mevki dahil vazgeçemeyeceğimiz hiçbir dünyevi bağımlılığımız olamaz ve bu konuda zafiyet taşiyan hiçbir mensubumuzda olamaz ve olanda bizim yani cumhuriyet halk partisinin ve ona gönül bağlayan milyonların özlemi olan özgür bir dünya hayalinin mensubu olamaz.  

Ve yine şunu biliyoruz ki; siyaset bir duruş meselesidir, bir duruşu olmayanlar bir vuruşta devrilirler: bu anlamda bu şanlı duruşumuzu Türkiye ve dünya kamu oyu ile paylaşiyoruz  

YAŞASIN KUTSAL VE ONURSAL DİRENİŞİMİZ………… 

Çünkü