Yalova toplantısı (4) O benim bahtsız kavalyemdi

Benimle dans eder misiniz?

Önce bir şaşkın bir bakış.

Sonra RUKSAN’ın hade kalk demesiyle ürkek bir kalkış.

Arkasından Sahneye uygun adımlarla yürüyüş!

Ve işte pisttesiniz, hade bakalım başla oynamaya, pardon dans etmeye.

Amacım sadece sıradan bildiğimiz gibi biri birinizin ayaklarına basmadan müziğin ritminde dans etmek.

Amanın bowwww oda ne, hanım efendi “CANSİN” Latin dansları konusunda ustaymış.

Olum Adem baltayı taşa vurdun, keşke neşe evrimi dansa kaldırsaydın, o nereden bilecek Latin dansını dedim kendi kendime.

Bilse, bilse Yıldız tilbe gibi köçek bilir dedim.

Neyse bir defa piste çıkmıştım ve geri dönüşü yoktu bunun, hemen aklıma bir ara başlayıp sonrasında devamını getiremediğim tango dersleri geldi.

Önce sağa bir adım, sonra sola bir adım, daha sonra ileri bir adım derken, baktım kavalyemde, napsin bu çocuk anlamıyor bu işten deyip bana ayak uydurmaya başladı.

Dansın bitmesiyle birlikte eminim ki, sevgili cansin da benim gibi rahat bir nefes almıştır.

Benim gibi centilmen birini kırmadığınız için çok teşekkür ederim efendim.

Gelelim tango dansının kültürüne, biraz bilgi sahibi olmakta fayda var değil mi?

İşte sizler için yaptığım küçük bir araştırmanın sonuçları.

Dans kendini ifade edişin en çekici yolu ve insan, ancak kendisinin olan bir dansla bunu yapabiliyor. Tango ile insan kendi vurgusunu, kendi sesini, kendi ritmini yansıtırken, karşısındakine ait olanı dinleme şansını da buluyor…
Tango mükemmel bir dil ve öğrenen herkese, sunduğu sonsuz seçeneklerle, eşsiz bir iletişim sağlıyor.

Kendiliğinden ve yapanın yarattığı bir dans… Ve çoğu kez hayatın değişmeceli bir ifadesi… Çok doğal, bazen gerçekliğe bir karşı çıkış veya kendini yeniden gerçekleştirme biçimi..Hezeyanı, hüznü, bireyselliği, iktidarı, tutkuyu, aşkı, bir olmayı, neşeyi, paylaşmayı, hoşgörüyü, yani hayata dair çok şeyi barındırıyor içinde… Farklılıklara, seçenekliliğe, olasılıklara yer bırakmayan büyük kent yaşamında tutsak olmuş, kendine, en temel, en yerleşik rolüne, cinsel kimliğine dahi yabancılaşmış günümüz insanının isyanı tango…
Öyleyse tango dans etme yeteneğine sahip olanların değil, herkesin dansı.. Tango seyredenin değil, yapanın dansı. Tango Türk’ün misyonu ise isteyen herkesin tango yapabilmesini sağlamak..

Tango Türk Arjantin Tango dansının 1997’de Türkiye'ye gelişinden itibaren her aşamasında etkin olarak var olmuş, gelişiminde ve yaygınlaşmasında rol almış geniş bir ekip tarafından kuruldu. Kurucuları, eğitmenleri ve öğrencileri ile Türkiye'nin en geniş katılımlı tango birlikteliğini oluşturuyor.
Tango Türk vizyonunu, Türkiye'yi Arjantin Tangosu'nun dünyadaki sayılı merkezlerinden biri haline getirmek olarak tanımlıyor.

Tango Türk’ün faaliyetleri İstanbul, Ankara ve Eskişehir'de dünyaca ünlü Arjantin Tango dansçıları/eğitmenleri ile atölyeler (workshoplar), düzenli milongalar ve düzenli haftalık derslerle kesintisiz olarak devam ediyor.

Kaynak: http://www.tangoturk.com/page.asp?pageID=686

Resim: Attila ve Nevra