- Kategori
- Şiir
YANKI
YANKIDAKİ KOKU
Bir anlık bir yankıdır şarkı vuran buzlara.
Bir irkiliş, ani bir paralanma...
Yabancı seslerin gürültüsüyle donatılmışken şehir...
Bir sokak arasında,
Belki bir okul sırasında,
Tanıdık bir koku...
Bildik hatta...
Yayılır da yayılır sessiz ufuklara!
Bu da ne'si ?!
Unutulmaya yüz tutmuş uçurumlara perdeler gerilirken
Bir yıldırımdır işte o yankı, üstüne düşen.
Sebepsiz,
Öylesine,
Birden bire...
Kanı çekiliverir gökyüzünün,
Lacivertliğinin satırlarında buluverir kalem kendini;
Yazar, yazar...
Tozlanmış zamana yenik düşer yazdıkça,
Suya kavuşması misali mürekkebin.
Bir kibrit çakımı alev topuna dönüşür hasretlik,
Gurbetlik biter o tek yankıda,
Daimi kokuda...
Buz dağına çarpmış olsan da,
Memleketindesin işte sonunda.
Gurbetlik memleketin ta kendisiymiş oysa.
Asıl o koku gurbetlikmiş bana.
-MS-