Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kuşkayası (Turgut Erbek)

http://blog.milliyet.com.tr/kuskayasi

23 Temmuz '06

 
Kategori
Edebiyat
 

Yaraları sızlamayacak

Yaraları sızlamayacak
 

Edebiyat dünyasından bir yıldız daha kaydı. Yazar ve yayıncı Erdal Öz’ü kaybettik. Yaralısın’ın yaraları artık sızlamayacak. O, Gülünün Solduğu Akşam bedenen aramızda ayrıldı, ama biz ölünceye kadar beynimizin ve yüreğimizin bir köşesinde yaşamaya devam edecek.

O’nun hakkında birkaç satır yazmak için bilgisayarın başına oturdum. Ne yazacağımı bilmediğimden, elim bir türlü tuşlara gitmedi. Bir dahaki buluşmamızda konuşacaklarımız vardı, öyle kararlaştırmıştık, olmadı... Ecel onu erken aldı elimizden. Tek tuşa dokunmadan, açtığım beyaz sayfada kendimi görüyorum. Maus bir nabız gibi atıyor. Beynim bir anda boşaldı. Böyle anlarda ne yazılır, nasıl yazılır?

“Haziranda ölmek zor,” demiş şair. Ölüm, ne zaman ve nereden gelmiş olursa olsun zor ve de kabullenmek istemediğimiz tek gerçektir. Nedense ya biri öldüğünde, ya da mezarlığın yanından geçince ölümü düşünürüz. Başka zaman hiç aklımıza bile gelmez. Doyumsuz iştahımızla hiç ölmeyecekmiş gibi etrafa saldırır, her şeyin en iyisi bizim olsun isteriz. İstediğimizi elde etmek için, gerektiğinde en yakınlarımızı ve sevdiklerimizi üzer, küstürürüz. Oysa hepimizin gideceği yer, cellatla kurbanının buluştuğu yerdir.

Böyle anlarda kırgınlıklar, küskünlükler hemen unutuluyor. Duyduğumuz üzüntü o duyguları anında siliyor beynimizden. Dün görüştüğümüz, sesi kulağımızda çınlayan, gülüşü gözümüzün önünde canlanan birini kaybetmeği kolay kabullenemiyoruz. Birdenbire yok olmasını aklımız almıyor. Koltukta bıraktığı izine, sandalyedeki görüntüsüne, masadaki boşluğuna takılıp kalıyoruz. Yüreğimizden bir şeyler kopuyor, burnumuzun direği sızlıyor, dudaklarımız titriyor, göz pınarlarımız kaynıyor...

O anda, olmaz olasıca keşkeler sıraya diziliyorlar... Keşke şunu demeseydim, öyle yapmasaydım, ona daha çok zaman ayırabilseydim... Keşke günlerce onunla sohbet edip, dertlerine, sıkıntılarına ortak olabilseydim diye düşünerek hayıflanıyorsunuz. Yaptığı şakaları, anlattığı fıkraları, el-kol hareketlerini, mimiklerini anımsıyorsunuz. Uzun süre yaptığınız her işte, gittiğiniz her yerde, yürüdüğünüz yolda o vardır. Ama üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra istemeden de olsa unutuyorsunuz, çünkü yaşam devam ediyor.

Eğer, insan gibi bir insan olabilirsek, bir gün arkamızda bıraktıklarımız da bizim için aynı duyguları hissedecek, aynı şeyleri söyleyecekler.

Not: 2003 yılında İstanbul TÜYAP'da Rahmetli Erdal Öz'le çay içip sohbet ederken, TİPİ adlı çocuk romanımı basmak istediğini söyledi. Başka bir yayıneviyle sözleşmem olduğu için veredim. Fakat, "Sözleşmesi biter bitmez size vereceğim." dedim. Yaşarken kısmet olmadı. Belki birgün rahmetliye verdiğim sözü yerine getirebilirim...

Turgut Erbek / Kars Haber Gazetesi

 
Toplam blog
: 72
: 1492
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Edebiyata ortaokul yıllarında şiirle merhaba dedim. O yıllarda şiirlerim ve yazılarım yöresel gezete..