- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yaşadığımızın farkında mıyız?
Bence hayır.
Her sabah nasıl geçeceğini bilemediğimiz bir güne başlarken mucizeler bekleriz. Aslında mucize sabah uyanabilmiş olmakla başlar. İçimizden kaç kişi nefes alabildiğimiz süre içinde yapabildiği ve yaşayabildiği güzelliklerin farkındadır.
Hayatın git gide zorlaştığı, her bir günde hesapta olmayan şeylerin yaşandığı bir ömür içinde yanımızdan geçip giden ne mucizeler saklıdır. Ölümler, hastalıklar, maddi manevi kayıplar, ülke sorunları, evlat -ana-baba -akraba sorunları, geçim zorlukları hep vardı her zaman da var olacak.
Bunların olmadığı bir tarih var mıdır?
Var oluştan bu güne kadar o günün şartlarına göre değişkenlik gösteren sorunlar sebebiyle içimizden çoğu karamsarlığa kapılır ve sahip olduğumuz nice güzelliğin detaylarını atlarız.
Sabah uyandığınızda yanınızdakine güler yüzle günaydın "demek", sıcak bir çayı yudumlarken içimizin ısınması, ellerimizle tutabilmek, yürüyebilmek, yemek içmek, konuşabilmek ve sevdiklerimizin hayatta olması mutluluk değil midir?
Soğuk kış gecelerinde sığınabileceğimiz bir evimiz, içine huzurla süzülebileceğimiz sıcacık bir yatağımız kulaklarımızda hoş bir müziğin tınısı varsa şanslı değil miyiz.?
Sokakta üşüyen yoksul bir çocuk ya da yardıma muhtaç bir yaşlı ile sıcak bir bardak çayı paylaşmak, onların sırtını sıvazlamak, nasıl bir mutluluktur bilir misiniz?
Buz gibi toprağın altında bize tüm güzelliğiyle gülümseyen bir menekşe, deniz üzerinde huzurla süzülen martılar, kıyıları öfkeyle döven dalgalar, denizle göküzünün birleştiği lacivert ufuk çizgisi yaşamın renkleri değil midir.?
İçimizden kimileri paylaşamadığı paranın tadına varamaz ve derin bir açlık yaşarken; kimileri ise paylaştığı bir lokmanın mutluluğu ile doymazlar mı?
Kaybettiğimiz sevdiklerimiz için sonsuz acı çekmenin, kesintisiz gözyaşı dökmenin ve hayattan kopmanın onlara bir faydası varmı dır? Oysa onlar için güzel şeyler yapmanın mutluluğu ile onların bir yerlerde huzur bulduğunu düşünmek daha iyi olmaz mıydı?
Bizi bırakıp giden sevdiklerimiz ile bir gün bir gün yerlerde nasılsa buluşacağımızı unutmadan ve kendimize acımayı bırakıp " yaşıyorum " diyebiliyor musunuz ?
Aslında gidenin ardından ağlarken gözyaşlarımız pişmanlıklarımız içindir. Onlarla daha çok vakit geçiremediğimiz ve neden ben sorusunun cevabını bulamadığımız içindir isyanımız.
Hatıralara bağlı yaşamak; fakat hatıralar içinde yok olmamak gerekir. Geçmişte yaşadığımız acı tatlı tüm yaşanmışlıklardan ders alıp bu dersi rehberimiz kabul etmek gerekmez mi ? .
Her doğan yeni günle sayılı nefesimizin azaldığı ve adım adım sona yaklaştığımız ömür çizgisinde bizden geriye kalan iyi kötü yaptıklarımız değil midir ?
Bugün ve şimdi sizin için bir milat olsun. Derin bir nefes alın şu andan itibaren şükrederek yaşadığınız her anın farkına varın.
Ve.... Hakettiğiniz kadar sevgiyle kalın...