Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yasak aşkların hikayesi

Yasak aşkların hikayesi
 

Şehir merkezinden uzak bir ilçeye bağlı çok uzak bir köye gidiyoruz beraber. Garip sevdaların ve yasak aşkların olduğu bir köye… Dile bile alınamayacak sevdalarla kendilerine değer bile biçemeyen, el değmemiş temiz yüreklerle sevenlerin olduğu bir köye…

Her yıl olduğu gibi bir yolcu konaklamıştır yine buraya. Öğretmendir bu yolcu. Adı da “Ücretli Öğretmen” diye takılmış dillere. Kimi kızların belki de hayallerinde canlandırdığı bir prensti bu öğretmen. Gelip geçerken buralardan, o da sevip alacaktı belki birini . Kimdi acaba o şanslı… Ayşe, Fatma, Helin…

Bir şey var ki o da hepsinin aşık olmuş olmasıydı o yolcuya. Ama bu bir yasak aşktı. Çünkü öğretmen hem yakın hem de çok uzaktı onların hepsine.

Değil midir ki sınır tanımayan aşk, kimi zaman bir genci gece yarısı yatağından kaldırıp sevdiğinin kapısına götüren, kimi zaman da ölümü göze alıp evine…

Bir genç kızda öyle yapmış nihayetinde. Öğretmenin bir resmini almayı düşünmüş olmalı ki kimsenin olmadığı bir zamanda girivermiş okula, buluvermiş dosyaların birinde istediğini.

İçindeki aşkla bakarken fotoğrafa kendinden geçivermiş garibim. Buraya kadar her şey tamam ama zaman da tanımayan bu sevda kışlık tezekleri yaparken yakalamıştır onu. (Halen doğuda birçok yerde tezek kurutulurak kışın yakacak olarak kullanılmaktadır.) Nerden görsün garibanım içeri girenin babasını, ama ne varki korku her şeyden daha ağır basmıştır. O reflekse fotoğrafı yok edivermiştir. Kaybetmiştir tezeklerin içinde.

Baba bir şeylerin olduğunu farkındadır ama anlam verememektedir. O bir kızdı babaya göre, konuşmaya bile değmezdi.

O korku ile ne olduğunu mağduremiz anlamamıştır bile.

Elindeki sevdasını, arkadaşın, ı dostunu, herşeyini kaybetmiştir. Dua etmiştir günlerce. Uyku gözünden kaçmıştır artık. Yemekten kesilmiştir. Belki de sevdasından büyük olan içindeki yaradır ama bahane olmuştur bu durum. Aylar birbirini kovalamış soğuk kış günlerini bile fark etmemiştir. Ama çalışmak ve bunu saklamak zorundadır.

Öğretmenimiz çekip gitmiştir artık, görevi bitmiştir o sene kim bilir nerde olacaktı önümüzdeki sene.

Unutulmuş bir sevda olarak tozlu raflara kalkıverecekken öyle birşey oluvermiş ki, o kışın soğunu bile yokedecek kadar ısıtmıştır genç kızı. Sabah sobayı doldururken belki de başkasının bulabileceği o fotoğrafı bulmuştur tezeklerden birinin içinde.

Ama bir de şu var ki unutulmaya yüz tutmuş sevda tekrar canlanmıştır yüreğinde. Ne kural kalmıştır ne de töre.

Fotoğrafın yine ona denk gelmesi sönen bir bu aşkın tekrar alevlenmesi bir işaretti belki köylü kızına. O da yüreğinin götürdüğü yere gitti zaten.

(Kızdan haber alınamamış bir daha, tabi öğretmenden de) 

 
Toplam blog
: 12
: 941
Kayıt tarihi
: 21.03.11
 
 

Özel Seçkin Fırat İlköğretim Okulu'nde Rehber Öğretmen olarak görev yapmaktayım. Değişimin değişm..