08 Ağustos '10
- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yaşam
Sevgiyle yaşamak, sevgiyle yazmak.... Ancak her defasında ellrimizden kayıp gittiğini hissederiz sevgilerimizin. Ve her defasında tekrar tekrar sevmek için uğraşırız.
Kimine göre yaşamak bir sanat kimine göre işkence... Peki orta yolu nasıl bulur insan? Severek, dinleyerek ve anlayarak.... Ben, gözyaşlarını içine akıtan nice insan gördüm kocaman gülümsemesiyle. Bedenlerinden büyük düşünceleriyle varolmaya çalışan, sonrasında koca bir çınar gibi devrilen. Zaman ve sevda su gibi. Akıp gidiyor ellerimizin arasından. Sahip çıkmak gerekiyor değerlere ve bu değerleri taşıyan büyüklere. Ortada bırakmadan, sarıp sarmalayarak, sevgiyle besleyerek. Daha dün benimsin diyeni bugün görmemezlikten gelmeyerek. Annelerimizi, babalarımızı ve hatta akrabalarımızı daha sık arayarak başlamalıyız işe. 'Çok yoğunum vaktim yok' diyerek değil, O'nlar için vakit yaratarak zihinler meşgul edilmeli. Vefa nedir bilmeden yetişen çocuklarımızın ellerine, önlerine sermeli eski, mutlu resimleri. Rengarenk olması için hayatın, renkleri de dahil etmeli......
Benim annem ve babam yaşlanıyor. Daha bir güzelleşerek....
Bugün son gün olsun vefasızlıkların. Koca bedenlerinde hala uçsuz bucaksız sevgi taşıyan büyüklerimizin yanına gitme ya da arayıp seslerini hafızaya kaydetme vakti...... Gözümün nuru diyerek yetiştirdiler bizi..... Onları çok sevme vakti ŞİMDİ.
mesajlarınızı bekleyeceğim. Gittim, gördüm, sevdim ve sahip çıktım diyen.....
Sevgimle......