Yaşamayanlar

BluTV' nin yeni dizisi Yaşamayanlar, ilk iki bölümüyle geçen hafta yayınlandı. Özellikle vampir temalı bir dizi olması ve iyi bir oyuncu kadrosuna sahip olmasıyla bir adım öne çıkarken, işleyiş ve biçimdeki sorunlarla beraber senaryonun yetersizliği dizinin handikapları olarak görünüyor.

Dizin yayınlanacağı uygulamanın resmi sitesindeki özeti şu şekilde: "Mia, kendisini vampire dönüştüren Dmitry’ yi öldürüp yeniden insan olmak için İstanbul’ a gelir. Fakat İstanbul’ un onun için başka planları vardır. Mia kendisini iyiyle kötünün, aşkla nefretin, yaşamla ölümün birbirlerine dönüştüğü soluk soluğa bir hikayenin tam merkezinde bulur. Bu hikayede ona eşlik edenlerse karanlık ve çekici Karmen, geçmişinde büyük bir sır barındıran savaşçı Numel ve İstanbul’ un kenar mahallelerinde vampirlere karşı direnen avcılardır. Hepsinden de önemlisi, insanlar ve vampirler arasında büyük bir savaş başlamak üzeredir. Mia' nın en büyük sınavı ise büyük savaş başladığında kimin tarafında savaşacağıdır."

Özette Vampir teması, İstanbul, kenar mahalle gibi kelimeleri duymak hem ilgi çekici geliyor hem de acaba bu sentez nasıl olmuştur diye merak etmekten de uzak duramıyorsunuz fakat gelgelim kazın ayağı öyle değil.

Açılışta kısa bir bilgilendirme ve Evliya Çelebi' nin Seyahatnamesi' nden konuya ilişkin bir referans alıyoruz. Açıkçası bu oldukça hoşuma gitti. Bizim coğrafyamıza hitap eden, tarihi bir kişiliğe atıfta bulunulması filme orijinallik katıyor, ayrıca vampirlerin gündüz vakti dolaşması da başka bir miti ortadan kaldırırken yine orijinalliğini arttırıyor.

Gelelim böyle bir hikayenin işlenişine ve inandırıcılığına. Vampir karakterlerimiz alışılagelmiş olarak yine cool ve siyah-deri kıyafetler içerisinde arz-ı endam ediyor. Karşı tarafta konumlandırdığımız arkadaşlar ise varoş diye tabir edeceğimiz arka mahallelerde yaşayan, dövmesiz yeri kalmamış, ağzı bozuk, isyankar. Kurtadamların yerlileştirilmiş versiyonları diye tanımlayabiliriz. Vampirlere de başka bir bakış açısı getirilebilseymiş kendine özgü bir yapı kurulabilirdi.

İnsanlar (çok üst makam sahipleri) ve vampirler arasında bir anlaşma yapılmış, bir taraf pisliklerini temizletirken diğer taraf besin tedariki sağlıyor. Bundan kimsenin haberi yokken arka mahalledeki arkadaşlarımızın - vampirlerin saldırılarından dolayı - haberleri oluyor. 

Karakterler çok yapmacık geldi. Abartılı ve çok eğreti duruyor. En doğal karakter bir kaç sahnede görünmesine rağmen Ayşe (Elit İşcan) oldu. Ana rollerde Numel (Birkan Sokullu), hem oyunculuk ile hem de karakteri ile daha önde duruyor. Özellikle Mia (Elçin Sangu) esas kız rolünde fakat oyunculuk vasatın altında kalmış. Yine Carmen (Selma Ergeç) ve Dmitry (Kerem Bursin) rolleri de beklentinin altında kalmış. 

10 bölüm olarak düşünülen ve bir vampir dizisi olması sıfatıyla da izlenebilecek bir hikaye, eksiklikleri ve hatalarıyla kabul edilebilir görünüyor. Not: Diziyi araştırırken ilk türk vampir dizisinin Şemsi İnkaya' nın oynadığı 2002 yapımı Efsane olduğunu öğrendim.

www.mumillica.net