Yaşamdaki en keskin viraj, en keskin dönemeç

Evcilik oynayan, gizli gizli annesinin, ablasının elbiselerini giyen erkek çocukları, sadece yanlız kaldıkları zamanlarda -kendi- olabildikleri kişilikleri, gizli düşler-hayaller, kabına sığmayan dünyalar, kılıfına uymayan davranışlar, bedene yakışmayan hisler.

Yıllarca başka bir bedende başka bir ruhu birleştirme çabası.

Bir bedende iki ayrı kişiliği yaşatmaya uğraşmak ne kadar zor olmalı, biri görünen biri gizlenmesi gereken iki ayrı kişilik.

Önce aileye, yakın çevreye kabullendirilmesi gereken bir dönemeç ve en keskin viraj.

Sarsıntılar, sorgulayan bakışlar, suçlayan anne-babalar, arkadaşlar, eş-dost.

Kabul görmeyen istekler.

Ve kaçış.

Evden, anneden babadan, yakın çevreden kaçış,

Ve kendine varış.

"Kız arkadaşlarla kız kıza oturup konuşmaktan zevk alırdım fakat erkeklere ilgi duyardım"

"Mutfak, pasta börek, annemin dikişleri hep ilgimi çekerdi"

"Ben çocukken evcilik oynardım, ya hep hemşire olurdum ya da anne"

"Annem evde yokken kadınsı kıvrak hareketlerle ortalığı toparlamak, toz almak hep haz verirdi bana."

Erkek çocukları gibi top peşinde koşamayan, kavga etmeyen, aksine annesinin elbiselerini, topuklu ayakkabılarını giyip, gizlice makyaj yapan, bebeklerle oynayan, içindeki duyguları herkesten gizliyerek bastırmaya çalışan biri.

Yıllarca pantolon giyip içinde eğeti kalan vücuduna elbiseler süslü bluzlar giydirip o elbiseler içinde kendini topluma kabullendirme çabası. Fakat hep dışlanmışlık. Toplumda yer  edinmeye çalışırken, itilmeler dışlanmalar ardından kaçınılmaz son ve seks işçiliği. Sadece genel geçer yargılar yüzünden toplumda kendine yer edinemeyip mahvolup giden yaşamlar, tecavüzler, saldırılar, ölümle sonuçlanabilecek çarpık ilişkiler. Belki de hepsinin hayali biraz para kazandıktan ve hayatını garanti altına aldıktan sonra, normal bir yaşam sürmek.

Toplumumuzda kanayan bir yara olarak duran, toplum tarafından tanınmayan, dışlanan, ayrımcılığa maruz kalan yoksayılan görmemezlikten gelinen toplumun gerçekleri.

Günümüzün değer yargıları sebebiyle saygın meslekleri olma ihtimali az olduğundan yaşamlarını seks işçsi olarak devam ettirmeye çalışan binlerce can. Belki bu yüzden öfkeli, belki bu yüzden tepkili, bu yüzden saldırganlar.

Nüfus kağıtlarının rengine bakılmaksızın toplum içinde yer bulabilselerdi şayet, o yolun yolcusu binlerce travesti olur muydu acaba yeryüzünde.