- Kategori
- Aşk - Evlilik
Yaşarken ölmek

Ne kötüdür yaşarken ölmek,
Acılar, çaresizlikler, terk edilişler, hiç ulaşamayışlar, mutsuzluklar, umutsuzluklar….
Nefes alırken, kalbiniz hala atarken elinizden hiçbir şeyin gelmemesi ne zordur. Sevdiğiniz yanı başınızda iken ulaşamamak ne zordur.
Zaten ulaşılabilecek yegâne neticenin ölmek olduğu hayatta, bir ömür cesedinizi kendiniz taşımak zorunda kalmak ne zordur. Ve tek çarenizin gerçek ölüm olduğunu bilmek, bir kere son nefesinizi verip kurtulmak yerine belki de bin kere ölmek, gerçekten ölmek isteyip de ölememek ne zordur.
Mutluluk adına tüm sözlerinizin bitmesi, telleri kopmuş bir gitar gibi hissetmek kendini ve artık hiçbir manalı ses çıkaramayacağına inanmak ne zordur…
Asıl kötüsü sizi yaşayan ölüye çeviren kişinin canınızdan daha kıymetlinizi alıp götürürken Azrail kadar şefkatli olmaması ne zordur.
Zor olan ölüp toprağın altına girmek değildir.
Zor olan öldüğü halde toprağın altına girememektir.
Ölmek istediği halde hala nefes almaya devam etmektir zor olan.
Bedeniniz dururken ruhunuzu defnetmek ne zordur…
Ne zordur karşılıksız sevmek.
Ve…
En kötüsü; hep en sevdikleriniz koyar sizi mezara…