Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '17

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Yaylalarda Yaşam; Bilbilan Yaylası

Yaylalarda Yaşam; Bilbilan Yaylası
 

Yayla da yaşam


ARTVİN ARDANUÇ BİLBİLAN VE ZENGİN YURT YAYLASI RAKIM 2.581 METRE

Artvin Kemalpaşa’dan başlayıp Zengin Yurt Yaylasına uzanan bir yolculuk.

Günlerce mallar (büyük küçük baş hayvanlara verilen ad) ile yürüyerek süren bir yolculuğu ve yayla yaşamını yazacağım. Biz bu yolculuğu arazi aracı ile yaptık. Biz derken Kemalpaşalı Fikret, Kosovalı Kenan (fahri Kemalpaşalı Kenan) ve ben. Keyfine vararak bol bol çay ve yemek molası vererek, dağ yollarına girerek yaptık. 180 kilometrelik yolu yaklaşık olarak  6 saatte katettik. Artvin Hopa sahilinden başlayan virajlı, yer yer dar iki TIR'ın yan yana geçemediği zor bir yol. Yol tamamen tek yolda gidiş geliş ve çok virajlı. Özellikle keskin virajlarda bir ağır vasıta ile karşılaşma ihtimalini unutmayın.

Önce Bilbilan Yaylasına oradan da Zengin Yurt Yaylasına gidiyoruz. Resmi olarak Bülbülen yaylası olarak kayıtlara geçmiş. Yaylanın en yüksek noktadaki karayolları levhasına "Bülbülen" yazılmış olduğundan böyle adlandırdım.

Fakat yayla sakinleri arasında farklı farklı söylenişler var. Bilbilan, Bülbülen, Bülbilan, Bilbülan, Bilbilhan. Sizin anlayacağınız iki farklı kültürün ortasında kalan bu yayla şivelere göre farklılık göstermiş.

Artvin Hopa, Kemalpaşalılar ve köylülerine göre Bilbilan Yaylası, devlete göre Bülbülen yaylası Artvin sınırları içersinde yer alıyor. Fakat Yayla Ardahan ilimize 45 km uzaklıkta ve daha rahat ulaşılmakta. Ardanuç ilçesinden gelen yol ise daha dik ve çok fazla virajlı. Hopa, Borçka, Artvin üzerinden Ardanuç'a geldik. Alış veriş ve yemek ihtiyacımız için mola verdik. Erzurum'un bilinen "Cağ Kebabı" Ardanuç da daha leziz ve meşhur olduğunu fısıldadı kulağıma Bizevdeyokuz ekibi. Ardanuç şehir merkezinde ve anayol üzerindeki Yıldız Lokantasına geldiğimizde arkadaşım Fikret gazeteci dergi editörü arkadaşı Ramazan Balcıoğlu ile karşılaştı. O da bizim gibi Bilbilan Yaylasına gidiyordu. Koyu sohbet eşliğinde damaklarımıza enfes bir tat bırakan cağ kebabından kaç cağ şiş yediğimizi hatırlamıyorum. Salata su ve cağ kebabı ile enfes bir yemek yediğimizi söyleyebilirim.

Ramazan 08 Artvin dergisi çıkaran, kendini doğaya ve Doğu Karadenize adamış bir gazeteci.

Bilbilan olarak adlandırılan mevkinin bir han bir konaklama bir ticaret noktası olduğu aşikar. Yaylanın yarım asırlık sakinleri yıllar önce Ardahan- Ardanuç Karayolu üzerinde bulunan Bilbilan'ın Han gibi hizmet verdiğini yoldan gelip geçenlerin burada konakladığını ihtiyaçlarını giderdiğini anlatıyorlar. Cumartesi günleri  pazar yeri kuruluyor. Cumartesi günleri çevredeki yayla sakinleri buraya gelip alışveriş yapabiliyor, eşsiz bir lezzete sahip cağ kebabından yiyebiliyor. Kısıtlı da olsa bir çok ihtiyacın giderilebileceği ürünleri çevre kasaba ve köylerden gelen satıcılar tarafından yayla sakinlerine satılıyor. Ev gereçleri, giyim eşyaları, oyuncaklar, başta un olmak üzere temel gıda maddelerini burada temin etmek mümkün.

Geçmiş yıllarda aynı gün mal pazarı da olurmuş, artık mal pazarını burada istemediklerinden mal pazarı kurulmuyor.

Zengin Yurt Yaylası Hopa ve Kemalpaşalıların yaylasıolarak bilinir. Bizler Kemalpaşa Akdere köylü sakini olarak yalylamıza çıktık. Hopa, Kemlapaşa'nın yaylasının Zengin Yurt olması bana başata garip geldi. Hopa ve Kemalpaşa da rakım sıfır, Zengin Yurt'ta ise 2.560 metre. Hopa, Kemalpaşa Zengin Yurt arası Ardanuç ilçemiz üzerinden yaklaşık 180 km ve 4 saat sürüyor.

Bu yayla, dostum Fikret'in yaylası. Yıllar önce bu yaylaya defalarca yürüyerek gelmişliği var. 

Biz Zengin Yurt yaylasında iken Kemalpaşa beldesinin ilçe olduğu haberi gelince yüzler gülmeye başladı. Kemalpaşa artık ilçeydi, Gürcistana geçiş noktasında olan ve Gürcü vatandaşların günübirlik gelmesi ile ticaretin yoğun olduğu Kemalpaşa artık İlçe olmuştu.

Kemalpaşa'dan hayvanlar ile başlayan yolculuk günler sonra Zengin Yurt Yaylasına ulaşmak ile son buluyormuş.  1970 ve 80 li yıllarda yürüyerek hayvanlar ile yapılan yolculuklar maalesef hayvancılığın yok olması ile birlikte yok olmuş. Zenginyurt yaylasında sadece bir kaç yayla evi veya çadırında bir iki büyükbaş hayvan bulunuyor.

Yayla sakinleri Kemalpaşa'nın yaşlıları ve yaşlıların torunlarından oluşuyor. Yayla sakinleri ile yaptığım sohbetlerden, eğitim için ve iş olanakları için büyük şehire yerleşip yaşamlarını orada sürdüren nesillerin yılda bir kezde olsa yaylaya anne babalarını ziyaret ettiklerini anlıyorum, yıllar sonra bu nesil yok olunca yaylalara uğrayan olacak mı bilemiyorum. Matematik diyor ki olmayacak. Zengin Yurt yaylası aile büyüklerinin Karadeniz'in rutubetli havasından kurtulup rahat nefes aldıkları bir yayla turizmine dönüşmüş. Yayla elektrik olmamasına rağmen güneş enerjisi ile aydınlatma sorunu çözülmüş durumda. Televizyon yok. İnternet bir var bir yok. Yaylanın tam ortasından tatlı su kaynağı olduğundan içme suyu problemi olmadığı gibi artık bir çok ev/baraka da musluklarda su akıyor ve tuvaletler evlerin içerisinde.

Baraka şeklindeki brandalardan oluşan konaklama alanları yerini yavaş yavaş taş evlere bırakıyor.  .

Bizim orada olmamız dolayısıyle Namık Baba Gülfikar Anne çiftinin evi ziyaretçiler ile doldu taştı. Gündüz 30 derecelerin üzerinde olan sıcaklık gün batımı ile 8-10 derecelere kadar düştüğü için akşam ile birlikte soğuyan hava ile ev içlerine girip kuzine de demlenen çaylarımızı yudumlayıp sohbete daldık. Yayla sakinleri Türkçe olarak başladıkları anılarına zaman zaman hemşinceyi de karıştırdıklarından anlamsız gözlerle kendilerine bakınca hemen Türkçe'ye dönüş yapıyor olmaları ayrı bir züzellikti. Hemşinliler olarakKendi aralarında çok rahat Hemşince konuşuyorlar. 7 den 90'a herkes hemşince konuşabiliyor. Sohbetlerde hep eskiye olan özlem yaşananlar anlatılıyor. Eskiden ayı çıkarmış karşılarına, efsane olmuş bu karşılaşmalar. Birden bastıran sis ile yayla yolunu bulamayıp kaybolan ve ertesi gün sisin dağılması ile yayla evine dönüşler, günlerce süren uzun yaylaya yolculuklarındaki tatlı acı anılar anlatıldı.

Sohbet zaman zaman siyaset ve din konularına dönse de herkesin Atatürk ve Türkiye Cumhutiyeti için nefes alıyor olması ortak paydayı oluşturdu.

Hopa Kemalpaşa'dan 1927 den itibaren gelinen Bilbilan Yaylası çoğrafyasın da bulunan Zengin Yurt yaylası sakinleri son yıllarda yerleriden edilmek istenmiş ve mahkemeye verilmiş ve yaylalarının Ardahan sınırları içerisinde olduğu iddia ediliyormuş, Ardahanlı vatandaşlarımız tarafından. Defalarca evleri çadırları yakılmış ve zarar verilmiş. 1992 yılında il olan Ardahan sakinlerinin 1927 de Bilbilan Zengin Yurt yayla sakinlerini burada istememeleri bana anlamlı gelmedi.

Aslında Bilbilan Yaylasından Zenginyurt yaylasına gidilen güzergahta buluna 3 yayla da Artvin sınırları içerisin de olduğu Türkiye coğrafi haritası ile çok net olarak belli. Yaylaların tamamı Artvin sınırları içerisinde. Buna rağmen bölgenin en büyük yayla yerleşim alanında Ardahanlılar bulunmakta. 450 nin üzerinde yayla evi olan Yaylaların Ardahan- Artvin sınırına yakın olması Ardahan'dan Yayla'ya ulaşımın daha kısa olması Yaylaların Ardahanlılara ait olduğu anlamına gelmemesi gerekiyor.

Umarım kısa zamanda bu sorun aşılır ve Zengin Yurt yayla sakinleri yüzyıla yakın süredir yaşadıkları yaylalarında huzurlu yaşayabilirler.

Yıllardır Karadeniz'in yaylalarını gezerim, ilk kez bu yaylada hırsızlık olaylarının olduğunu duydum. Havaların soğuması ile 8 aylığına boşaltılan yayla evlerinde zaman zaman hırsızlıkların olması üzücü bir durum.

2.600 rakımlı yaylada kaldığımız sürece fiziksel ve ruhsal olarak hiç bir sıkıntı yaşamadım. Ziyaret ve Ziraat olarak adlandırılan yaylanın yukarılarına köyün su kaynağına gittik. Bu kaynak kirletilmesin diye beton bir havuz ile kapatılmış ki bence doğru yapmışlar. Etraftaki çöplere bakılınca burada birileri yemiş içmiş ve çöplerini buraya bırakmış.

Buradan aracımızla yükseklik ölçerin 2.710 metre olarak gösterdiği Güleşen Boğazı'na geldik. Burası muhteşem bir yer, seyir terası. Güney tarafı dik uçurum gibi kayanın üzerinde kendinizi uçuyor hissediyorsunuz.  Bulutların üstündesiniz, bulutlar aşağıda kalıyor.Öyle bir noktada durduk ki her iki yönden de sert rüzgar esiyor. Boğazın güney tarafında Ardanuç, doğu tarafında Ardahan kalıyor. Sert esen rüzgar bulutların boğazı aşıp doğu yönüne gitmesini engelliyor. Bulutlar tepeyi aşamayınca bu noktadan geri dönüyor ve harika bir doğa olayı izlettiriyor. Bulutlar dağıldığında boğazın alt tarafında sessizce duran irili ufaklı 4 tane krater gölü muhteşem bir görsel sunuyor. Güleşen Boğazı'nda güneş yavaş yavaş bulutların arkasına saklanınca Fikret ve ben yediklerimizde eritmek bahanesi ile yürüyerek yaylaya inmeye karar verdik. 6 kilometrelik yolu yaklaşık bir saatte yürüyerek tam gün batımında yaylaya ulaştık.

Akşam yemeklerimiz Yema  (Hemşince Anne demek) tarafından  hazırlanmıştı. Kuzine ateşinde pişen mis gibi yemekler eşliğinde damaklarımız bayram ederek geceyi tamamladık.

Gece evlerdeki ışıklar tek tek sözünce dışarıda muhteşem bir yıldız ve samanyolu resitali başlıyor. etrafta bir tek ışık olmayınca yıldızların sayısı artmaya dakikalar geçtikçe yıldız istilasına uğramış bir gökyüzü ile başbaşa kalıyorsunuz. Yıldızlar gittikçe yaklaşıyor avucunuza alıyormuş gibi oluyor.

5 yıldızlı otel yerine milyon yıldızlı yayla hayatını kısa da olsa yaşamalısınız.

Sevgiyle, saygıyla, anılarla Güzel Yurt ve Bilbilan yaylasından ayrılıp  rotamızı Ardahan üzerinden Şavşat Karagöl'e çevirdik.

 

Ali Cantaş

26 Ağustos 2017

Outdoor53

 

 
Toplam blog
: 48
: 1239
Kayıt tarihi
: 18.01.11
 
 

Köklerim Karadenizin doğusun da doğmuş ve 1500 yıllara kadar dayanan orjinal Türk bir ailenin çoc..