Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '09

 
Kategori
Mizah
 

Yazarım–1

Yazarım–1
 

Televizyon seyretmek için hazırlandım çayımı demledim, rahat giyindim, koltuğun önüne yere oturdum. Kapının zili çaldı. Acaba birileri gelecekti haber verdi de bana mı söylenmedi diye düşünerek, kapıyı açtım. Tanımadığım bir erkek ve kadın kapının önünde bana bakıyorlardı.

Karşıya geldiler. Evde bulamayınca bizim kapıyı çaldıklarını düşünerek;

—Buyurun, iyi akşamlar.

Orta yaşın üzerinde, kafası hafif kel, gözleri çakmak gibi bakan adam, yanındaki gözlüklü, güleç yüzlü hamıma dönerek;

—Ben sana dedim, bunlar bizi tanımaz diye…

Hanımefendi gayet kibar;

—Şey ben hanımınızın arkadaşıyım, habersiz oldu ama…

Bu sıra hanım kapıya geldi.

—O! Melahat hanım buyurun hoş geldiniz.

—Biz hoş gelmedik mi? Diyen adamın sözleri kısa bir soğuk hava estirse de (sanırım kendisi şahsına münhasır, kandıralı sende hoş geldin demek geldi içimden) henüz samimiyet olmadığı için yapmacık bir gülümseme ile geçiştirildikten sonra tokalaşırken ben kendimi takdim ettim. Karşıdan bir tepki yok. Hanımın ismini öğrenmiştik ama adamın ki adı onda saklı sır olarak kalmıştı. Bacak bacak üstüne attıktan sonra cebinden sigara çıkartarak, izin alma ihtiyacı hissetmeden yaktı. Beynime kan sıçramıştı, ama evimize ilk defa gelen misafir olmaları yüzünden, kalktım camı açtım. Arkamdan biraz soğuk bir rüzgâr esmesine de hırka giyerek çare bulduktan sonra oturdum. Yalancıktan öksürmelerim de fayda vermemiş, adam sigarasını gayet rahat içmeye devam ederken, bana kül tabağı vermek düşmüştü. Biraz genizden gelen ve insana hafif rahatsızlık veren sesi ile

—Bak emekli askermişsin. Normalde senin bize gelmen lazım ama biz geldik.

—Evet! Emekli astsubayım, kusura bakmayın. Ben geleli iki sene oldu. Kimse hoş geldine gelmedi. Tanışma ortamı olmadı herhalde onun için olsa gerek.

Bir de suçlu çıkmıştık. Adı sır olan misafir;

—Neyse canım, general, uzman, onbaşı fark etmez hepsi emekli asker… Ben askerliğimi Sarıkamış da yapmıştım.

Bak burası doğru idi ama uygulamada ne yazık ki sınıfsal ayrım aşırı şekilde devam etmekteydi. Bazıları emekli olmalarına rağmen görev yapan birçok askerden daha lüks yaşam şartlarını devam ettirmekteydi.

Bu, ayvayı yemiştik değiminin resmisiydi. Şimdi sabahlara kadar bu askerlik anıları devam eder giderdi.

Devamı ikinci bölümde…

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..