- Kategori
- Anne-Babalar
Yazasım Yok, Ümidim Yok
İki üç gündür bir şeyler yazmak içimden gelmiyor.
Hele bugün, hiç.
Oğlumun bitmek bilmeyen ve yeni bir boyuta geçen uyku probleminden bahsedecektim oysa. İyi de 700 küsür gündür hakim karşısına çıkmayı bekleyen Mustafa Balbay’ın henüz bebekken ayrıldığı bir çocuğu var. Bizimki gecede 3 kere uyanıyor diye şikayet mi edeceğim?!? O adamlar iki gündür tecrit edilmiş vaziyetteler. Neden? Yattıkları yerler pis, ıslak, klozetin hemen yanı. Şimdi ben nasıl yazarım ‘bebeğimi koynuma aldım mışıl mışıl uyudum’ diye?!?
Her gün, istisnasız her gün kocası veya sevgilisi yüzünden öldürülen kadınlarla ilgili haber okuyorum. Mahkemeler ‘töre cinayeti’ diyerek, ağır tahrik vardı ama saçmalığıyla bu katilleri sokağa salıyor tez zamanda. Töre cinayeti nedir ya? Ağır tahrik? Karısını, kızını, kız kardeşini öldüren öldürtenler aramızda geziyor. Hem de onlarcası. Ondan sonra gömleğinin ütüsünü beğenmedi diye kocamın arkasından söylenip duruyorum. Meğer benim kocam bir taneymiş. Adam gibi adammış.
Bir de 13 yaşındaki bir ÇOCUĞA, henüz memeleri büyümemiş bir küçük kıza tüm mahalle tecavüz ediyor, yine aynı yargı tutup ‘karşı koyabilirdi’ diyor. Bu küçük kız 6 ay oturamamış, sırt üstü yatamamış, geceleri ‘yapmayın’ diye ağlamış uykusunda. Oysa engel olabilirdi babası yaşındaki adamlara. Kendi etmiş, kendi bulmuş(!)
Binlerce masum sivilin ölümünden sorumlu olanın aman insan hakları, aman canı sıkılmasın rahat etsin diye her türlü konforu sağlanırken, eli kalem tutanlar hücrelere atılıyor artık. İşte bu yüzden bugün oğlumun ne yaramazlıklar yaptığını, anneliğin zorluklarını sıcacık evimde, rahat koltuklara uzanmış halde, oğlumun kokusunu içime çeke çeke yazamadım.
Yazasım yok, ümidim de kalmadı, dedim ama ben bu vatan topraklarında doğdum, büyüdüm. Korkup terk mi edeceğim yurdumu? Atatürk çocuğuyum ben. Dilini, bayrağını seven; çağdaş, soran, sorgulayan, adil, dürüst, çalışkan, hak yemeyen biri olmaya çalışan bir Atatürkçüyüm. Oğlumu da kendim gibi yetiştireceğim.
Unutmayalım, unutturmayalım diye...
".....
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi,
hep birlikteyiz ey halkım,
unutma bizi,
unutma bizi,
unutma bizi..."
UĞUR MUMCU