Yazınız uzun geldi.

Her insan, söylediği sözün dinlenmesini, yazdığı yazının okunmasını ister. Hele de bizim gibi blog yazarları... 

Milliyet blog'ta yazmaya başladığımdan beri insanlara internetten gazete okur musun? diye soruyorum. Ardından Milliyet blog'ta yazımı okudun mu?.. . Cevabı "Evet" olup nezaketen 1- 2 yazımı okuyanların ilk sığındığı mazeret, "Cem bey yazınız uzun geldi! Sıkıldım; okuyamadım." oluyor. Benzer cümleleri bazen asistanım ( aslında akıl hocam desem daha doğru olur) ve bugüne kadar tanıdığım en akıllı kız olan Ayça'dan da duymak doğrusu beni çok şaşırtıyor. 

Soruyu sorduğum insanların %80'İ internetten gazete okumadığını söyledi. ( Tabi eğer bir şey soracağımı anlayıp beni başlarından savmadılarsa!) 

Ben, mesleğim gereği internet üzerindeki gazete tirajlarını, gazete okunma oranlarını önemsiyorum; merak ediyorum. Benim varsayımım şuydu: " İnternet yaygınlaştıkça gazete okuru artacak." Klasik gazete okuyucu sayısı( gazeteyi bayiden alarak okuyanlar) 5 milyonda tıkandı kaldı güzel ülkemde. 75 milyon insanın 5 milyon gazete okuması gerçekten tiraji komik bir durum. 

Japonya'da Yomiuri Shimbun 14 milyon; Almanya'da Bild gazetesi 4 milyon satarken toplam gazete tirajımızın 5 milyon olması çok acı geliyor bana doğrusu. Yani güzel Türkiyem "gazete okuma fakiri" 

Gazeteyi bayiden almayan güzel halkım, eğer internetten de okumuyorsa durumumuz gerçekten çok vahim, içler acısı... 

Bu yüzden tüm gazete yöneticilerine bir önerim var: Klasik gazete tirajları nasıl düzenli olarak ölçülüp bağımsız kuruluşlar tarafından açıklanıyorsa; gazetelerin internet tirajları da bağımsız kuruluşlar tarafından ölçülüp yayınlansın. 

Çünkü bu uygulama gazeteyi internetten yöneten, okuyan ve gazeteye internet üzerinden reklam verenler için sayısız faydalar sağlayacaktır. 

Klasik gazete okuyucusu 5 milyon olan Türkiyemin internet üzerinden düzenli gazete okuyanı kaç kişi acaba? Siz de merak ediyor musunuz? 

Yazım sana da uzun geldi mi güzel okuyucum!!??