Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Yazmak için tek yakıtı kahveydi

Yazmak için tek yakıtı kahveydi
 

"Nihayet-gece yarısı: Paris sessizliğe gömülmüş. Milyonlarca göz kapanmış, binlerce ama binlerce ışık sönmüş. Diğerleri dinlendiğine göre, Balzac için artık çalışma zamanı; diğerleri rüyalar görmeye başladığına göre, Balzac için artık uyanma zamanı gelmiştir. Dünya için gün sona erdiğine göre, şimdi onun günü başlayacaktır."

Kdergi'den bir alıntıyla başladım. Yazan insanların hayatlarının anlatıldığı müthiş bir dergi çıkarıyor Alkım Basım A.Ş. Öylesine güzel anlatıyorlar ki hayatları, siz de o zamanda yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Sevdiğiniz yazarları daha yakından tanıyıp belki de okuduğunuz bir eserini daha iyi anlıyorsunuz.

Balzac büyük insanmış. Yazma disiplini, isteği çıldırtıcı resmen. Bir o kadar düzenli bir o kadar prensipli. Aralıksız saatlerce yazı yazabilirmiş. Durmadan dört ya da altı saat yazmanın sonunda, artık yorulup gözleri yaşarmaya, sırtı ağrımaya, terleyen şakakları tehditkarca atmaya başladığında ara verirmiş. Kısa bir ara ama bu. Cezvesinin altını yakmak için olurmuş bu ara. Çünkü kahve, Balzac için yemekten, uyumaktan herşeyden daha önemliymiş. Kdergideki benzetmeye göre, bu siyah yağ kendisi gibi fantastik bir iş makinesini her defasında harekete geçiren tek yakıtmış.

Tatil bitiyor, yarın iş başı. Tatil boyunca yazmadım, yazamadım. Ne özlemişim yazmayı. Balzac'ta kendimi buldum okurken. Yazmak için gece olmasını herkesin uyumasını bekliyordu. O zaman daha verimli olduğunu keşfetmiş demek ki. Ben de tatil boyunca bulamadığım o sessizliği, herkesin uyku halini bekledim yazmak için. Tatilde, evde her zamankinden daha çok hareket oluyor ve kendi başıma kalmam, iş zamanı olduğu kadar kolay olmuyor. Çocuklar erkenden uyudu. Yarın okul var. Eşim de hazırlıklarını yapıp yatıyor. Ben ise nihayet oturmuş yazı yazabiliyorum. Her ne kadar kahveye o kadar düşkün olmasam da, bir bitki çayı hazırlayıp, onu içerek yazmayı tercih ediyorum. Aslında bir de sigara olsa diye düşündüğüm oluyor. Evde sigara içmiyoruz. Bilgisayar başında içmem söz konusu bile değil. Ama sanki bir paket sigara ve bir fincan bitki çayıyla saatlerce durmadan yazı yazabilirmişim gibi geliyor. Ne hakkında olduğu önemli değil. Yazarlıkta bu değil mi zaten? Yazan kişiye yazar diyorlar. Ne hakkında yazdığı yaşarken anlaşılmasa bile, bir çoğu gibi öldükten sonra anlaşılıyor.

Yazasım gelmiş benim. Yakıt olarak şu anda sadece bilgisayarın tuşları lazım bana. Bu yakıtla bir gaza basmaya kalksam kimse durduramaz, kilometrelerce yazarım gibi geliyor.

Her neyse tekrar yazmaya başlamanın heyecanı işte. Ne biçim bir bağımlılık yapmış bu blog yazarlığı yahu. Bu gecelik bu kadar yazıp hevesimi alayım dedim. Çünkü doğum iznim bitti. Yarın ben de işe başlıyorum. Balzac uyanırken ben uyumaya gidiyorum...

 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..