Yemin krizini çözmek için bir öneri…

Adı: Mehmet Erdoğan; Başbakan’ın yeğeni… 

Mehmet Erdoğan geçen sene 50 kilo esrarla yakalanmıştı. 

Hayır… Başbakan’ı, yeğeninin yaptığından dolayı suçlayacak değiliz. Suç bireyseldir ve yeğeninin ya da bir başka akrabasının yaptıkları, ne Başbakan’ı ne de başkalarını zerre kadar lekeleyemez. Başbakan eğer eleştirilecekse, sadece ve sadece kendi yaptıklarından dolayı eleştirilebilir. 

50 kilo esrarla yakalanan Mehmet Erdoğan, esrar ticareti yapmadığını, sadece kullanıcı olduğunu söylemişti. Gazete okuyanlarınız muhakkak görmüştür; iç sayfalara birkaç punto ile sıkıştırılmıştı. Mahkeme, Mehmet Erdoğan’ın 50 kilo esrarı kullanmak için aldığına inanmış, ‘zenginlik herhalde böyle bir şey olmalı’ diye düşünmüş olmalı ki; birkaç gün önce salınıvermesine karar vermişti… 

Şimdi yemin krizini çözecek önerimize gelecek olursak… 

Türkiye, ‘uluslar arası sözleşme ve anlaşmaların iç hukukun üstünde’ olduğunu kabul etmiş bir ülkedir. Eğer o uluslar arası sözleşmelerin gereği yapılırsa tüm sorun çözülecektir. 

Peki “Mehmet Erdoğan’ın o uluslar arası anlaşmalarla ne alakası mı var” dediniz..? Hiçbir alakası yok. Onu, 50 kilo esrarla yakalananlar salıverilirken, milletvekili seçilenlerin hiçbir suç ispatlanamadığı halde, uluslararası sözleşmeler çiğnenerek yıllarca içeride tutulmasının yanlışlığını vurgulamak için ekledik…