Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni Anayasa büyük uzlaşma temelinde çıkmalı

Yeni Anayasa büyük uzlaşma temelinde çıkmalı
 

Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu, bugüne kadar 31 madde üzerinde mutabakat sağlamış. Sabah gazetesinin aşağıda çok güzel bir şekilde özetlediği gibi mutabakat sağlanan bu maddeler şu şekildeymiş. 

İNSAN ONUR VE HAYSİYETİ: Parti temsilcileri masaya otururken amaç devleti değil, bireyi öne çıkartan bir anayasaydı. Bunu sağlamak için yeni anayasanın temel hak ve özgürlükler ile başlaması, bu bölümün ilk maddesinin de "insan onur ve haysiyeti" olması benimsendi. Anayasaya ilk kez girecek bu madde "insan onur ve haysiyeti dokunulmaz, insan haklarının ve anayasal düzenin temelidir" şeklinde düzenlendi. 

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN NİTELİĞİ: Herkes, kişiliğine bağlı dokunulmaz, vazgeçilmez, temel hak ve özgürlükleri sahip olacak. 

YAŞAMA HAKKI: Güvenlik güçleri, yaşam hakkını ortadan kaldıracak ya da tehlikeye düşürecek ölçüde güç kullanamayacak. 

MADDİ VE MANEVİ VARLIĞIN KORUNMASI: Bilimsel deneyler dahil kimsenin vücut bütünlüğüne dokunulamayacak, organların para karşılığı satışı yasak olacak. 

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE: İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasak olacak. Gözaltı ve cezaevi dahil olmak üzere hiç kimseye insan onur haysiyetiyle bağdaşmayan bir ceza verilemeyecek, kötü muamele yapılamayacak. 

ANGARYA YASAĞI: Hiç kimse zorla çalıştırılamayacak, insan ticareti ve angarya yasak olacak. 

KİŞİ GÜVENLİĞİ: Ergenekon, Balyoz, KCK davaları nedeniyle tartışılan tutukluluklara anayasal sınır getirilecek. Tutuklama kararı, hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunan kişiler hakkında, kaçma, delilleri yok etme ya da değiştirilmesi sonucu doğacaksa verilebilecek. Tutuklama nedenleri varlığı somut olgulara dayandırılmadan ve adli kontrol önlemlerinin yetersizliği açıklamadan tutuklamanın devamına karar verilemeyecek. Tutuklama hiçbir surette cezalandırma şekline dönüştürülemeyecek. 

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ: Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacak.

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI: Kişisel bilgi ve veriler ancak kişinin açık rızası veya kanunla öngörülen meşru bir sebebe dayalı olarak ayrımcılığa yol açmayacak şekilde toplanabilecek, işlenebilecek ve kullanılabilecek. 

KONUT DOKUNULMAZLIĞI: Yetkili mercii kararı olmadan kimsenin evine girilemeyecek, arama yapılamayacak. Kimsenin konutunda ve kamuya açık olmayan özel işyerlerinde önleme araması yapılamayacak. 

HABERLEŞME HÜRRİYETİ: Haberleşmenin gizliliği ve dokunulmazlığı olacak. 

YERLEŞME VE SEYAHAT HÜRRİYETİ: Yerleşme hürriyeti, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek, çevreyi ve kültürel varlıkları korumak gerekçesiyle sınırlanabilecek. 

BİLİM VE SANAT HÜRRİYETİ: Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenip öğretebilecek, icra edebilecek. 

MÜLKİYET VE MİRAS HAKKI: Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahip olacak. 

ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ: Herkes, dilediği alanda çalışıp sözleşme yapabilecek. 

DERNEK KURMA HÜRRİYETİ: Dernek kurma, derneğe üye olma ve üyelikten ayrılma serbest olacak. 

TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilecek ya da katılabilecek. 

ADİL YARGILANMA HAKKI: Herkes, "makul bir süre içinde" adil yargılanma hakkına sahip olacak. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemeyecek. 

SUÇ VE CEZA ESASLARI: Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemeyecek. 

DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla, tek başına veya toplu olarak açıklayıp, yayabilecek. Bu hak başkalarının haklarının korunması, şiddetin teşviki veya övülmesi, kişiler arasında kin ve nefret duygularının oluşturulmasının önlenmesi için sınırlanabilecek. 

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ: Devlet, basın ve haber alma özgürlüğünün kullanılmasını, kamuoyunun serbestçe oluşmasını ve medyada çoğulculuğu sağlayacak. Süreli veya süresiz yayınlara el koyma, özel hayatı açıkça ihlal eden ya da suç delili olarak gösterilen yayınlar dışında yasak olacak. 

DÜZELTME VE CEVAP HAKKI: Şeref ve haysiyetlerine dokunulan, kendisiyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılan herkes düzeltme ve cevap hakkını kullanabilecek. 

KAMU HİZMETİNE GİRME: Kamu hizmetine girmede görevin gerektirdiği nitelikler dışında ayırım yapılamayacak, cinsiyetler arası eşitlik ilkesi gözetilecek. 

BİLGİ EDİNME: Herkes kendisiyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında yetkili makamlara ve TBMM'ye başvurabilecek. 

YABANCILARIN DURUMU: Ölüm cezasına veya insan onuruyla bağdaşmayan bir muamele ya da cezaya maruz kalma ihtimali kuvvetli olan kişiler başka ülkeye iade edilemeyecek. 

ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRLANMASI: Bu madde kapsamında çok önemli düzenleme yapıldı ve "Özgürlüklerin esas, sınırlamanın istisna" olduğu yazıldı. Bu konuda bir tereddüt olursa yorum hürriyetler lehine yapılacak. 

SAĞLIK HAKKI: Hiç kimse temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılamayacak. Her kadın üreme sağlığı ve doğurganlık hakları konusunda ücretsiz hizmet alma hakkına sahiptir olacak. 

SOSYAL GÜVENLİK: Hiç kimse sosyal güvenlik sistemiyle bağlantısı olmaksızın çalıştırılamayacak. 

ÇEVRE HAKKI: Devlet, çevre kirliliğini önlemek, çevre kalitesini yükseltmek ve gıdaların doğallığını sağlamakla görevli olacak. 

KONUT VE BARINMA: Vatandaşlar, temel insani gereksinimlerini karşılayabilecek, insan haysiyetine yakışır biçimde konut ve barınma hakkına sahip olacak. 

ADİL ÜCRET: Asgari ücretten vergi alınmayacak. Ücret insanların "insan onur ve haysiyetine uygun bir hayat sürmesini sağlayacak ölçüde adil" olacak. 

Yine Sabah gazetesinin çok güzel bir şekilde özetlediği gibi Türkiye'nin 1808 yılında imzalanan Senedi İttifak'tan bu yana anayasa konusunda büyük bir arayışı varmış. Bu 1839 Tazminat Fermanı, 1845 tarihli Hattı Hümayun, 1856 tarihli Islahat Fermanı, 1876 Kanuni Esasi, 1921 Anayasası,  1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve 1980 Anayasası şeklinde devam ediyormuş.

200 YIL DEVAM EDEN ARAYIŞ

SENEDİ İTTİFAK: Osmanlı-Türk tarihinin anayasal hareketleri 1800'lü yılların ilk yarısında başladı. Bu konudaki ilk belge ise 1808 yılında imzalanan Senedi İttifak oldu.

TANZİMAT FERMANI: Osmanlı döneminin ikinci önemli belgesi 1839 tarihli Tanzimat Fermanı veya diğer adıyla Gülhane Hattı Hümayunu. Meclisi Ahkamı Adliye isimli bir kurulun oluşturulması da belge ile karar altına alındı. Sultan Abdülmecit Han, çıkacak yasalara uyacağını kabul etti. 

İKİ FERMAN: 1845 tarihli Hattı Hümayun, 1856'da çıkarılan Islahat Fermanı da yine bir takım yasal düzenlemelerle imparatorluğun sorunlarına çözüm arayan önemli birer belgedir. Anayasaların hazırlanış şekillerinden biri olan ve "ferman usulü" denen bu yöntemle hazırlanan bütün bu fermanlar, Türkiye'nin anayasal gelişmesi içerisinde önemli dönüm noktaları oldu. 

KANUNİ ESASİ: Osmanlı-Türk tarihinin ilk anayasası 1876 tarihli Kanuni Esasi'dir. Düzenleme ile Padişah 2. Abdülhamit, yetkilerini Meclis ile paylaşmak zorunda kaldı. Meclisi Umumi ve Heyeti Ayan isimlerinde ikili Meclis yapısı oluşturuldu. Türkiye, ikili Meclis'i daha sonra da 1961 Anayasası ile tekrar denedi.

1921 ve 1924 ANASAYALARI 23 Nisan 1920'de kurulan TBMM, 20 Ocak 1921 yılında 24 maddelik bir anayasa yaptı. Anayasa sadece olağanüstü dönemin koşulları ile ilgili düzenlemeler getirdi. Yargı ve özgürlükler başta olmak üzere bir çok konu anayasada yer bulmadı. Cumhuriyetin kurulmasının ardından 24 Nisan 1924 tarihinde yeni anayasa kabul edildi. 1924 Anayasası, 1960 darbesine kadar yürürlükte kaldı. 

1961 ve 1982 ANASAYALARI: Türkiye'nin çok partili hayata geçmesi ile birlikte arka arkaya darbe ve müdahaleler geldi. Ülkenin anayasaları da bu askeri dönemlerde, belirlenen kişilerden oluşan kurullar tarafından yapıldı. 1961 Anayasası, 1980 askeri darbesi ile tarihe karıştı. Danışma Meclisi tarafından hazırlanan 1982 Anayasası, referandumla kabul edilmesinin ardından 09 Kasım 1982 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak, yürürlüğe girdi. 

Şimdi yeni anayasa konusunda çalışmalar devam ediyor. AKP, Mart sonuna kadar taraflara süre tanıyor, olmazsa kendi anayasasını yapıp milletin onayına sunacakmış. Tabii gönül ister ki her maddede uzlaşma sağlanarak bu yeni anayasa yapılsın ve gerçekten sivil, demokratik bir “uzlaşma anayasası” olsun ama ilerleme yavaş oluyor. Bu durumda hızlı hareket etmek isteyen AKP, uzlaşma olmazsa kendi anayasamı yapar, referandumla milletin önüne getiririm diyor. Bu tabii ileride ülkede pek çok sorunlara yol açabilir. İleride yapılacak siyaset mücadelesine büyük malzeme verilmiş olur. Önemli olan uzlaşarak büyük çoğunlukla yeni ve sivil bir anayasa yapabilmektir. Eğer AKP’nin yeni sivil anayasası milletten yüzde 50-60 oranla geçerse, bu demokratk sayılacak mıdır? Buna ileride de sürekli muhalefet edilmeyecek midir? Belki de şöyle düşünülüyor, sivil olsun da yüzdesi o kadar önemli değil. Olabilir tabii, bu da bir tercihdir. Ancak unutulmasın ki demokrasi uzlaşma rejimidir. AKP, kendi anayasasını milletin huzuruna getirirken en azında üzerinde anlaşılan, uzlaşılan yukarıdaki 31 maddeyi (veya Mart sonuna kadar olacak diğer maddeleri de) anayasa paketine mutlaka koymalıdır. Bir de şunu hiç unutmamak lazım. Anayasa yapmak hiç kolay değil. Her zaman mecliste böyle bir büyük çoğunluk bulunamayabilir. İlerisini de düşünmek lazım. Örneğin seçimlerin 4 yılda bir yapılması konusunda anayasa referandumu yapıldı, bu konuda AKP başı çekti, şimdi burada yanlış yaptık diyorlar. Yine zamanında Cumhurbaşkanlığı seçimi sıkıntı yaratacak dendi, AKP de bunun sıkıntısını yaşadı, şimdi "Başkanlık Sistemini" öneriyor. Yani anayasayı düşünürken, yazarken geniş düşünmek, ileride yaşanabilecek olumsuz durumları da hesaba katmak lazım. O nedenle anayasanın aslında toplumda çok geniş bir mutabakatla tartışılmasında büyük yarar var ama şimdi elde edilen çoğunlukla AKP anlaşılan fırsatı kaçırmak istemiyor. Eğer 2013 yılında AKP anayasayı çıkarmayı başarırsa bence bu zamana kadar ki en büyük başarısını elde etmiş ve tarihe damgasını, büyük bir eserle vurmuş olacak. Bu nedenle ileride tarih önünde iyi anılmak istiyorsa demokratik, özgürlükçü, adil, insan hakları ve haktan-hukuktan yana bir anayasa yapmaya bakmalıdır.

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..