- Kategori
- Blog
Yeni bir "kutsal kitap" yazılabilir mi?
İçinde “yasakların, günah ve sevapların” olmadığı yeni bir kutsal kitap?
Öyle bir kitap ki; içinde ne “cehennem kazanı” var, ne de bol “Kevser Şaraplı” cennet köşkleri!
Ne kimse aforoz edilip çarmıha geriliyor, ne de taşlanarak öldürülüyor!
Kimseye ne “Huri” vaat ediliyor bol keseden, ne de “Nuri”! Üstelik “Sırat Köprüsü” de yok! Vaftiz yok, İkona yok, haç/hac yok, şeriat yok, adak ve kurban yok!
Tapınak yok, tapmak yok!
Mabet yok, ibadet yok!
Evet, evet yazılabilir böylesi bir kitap ve kadim zamanlardan bu yana yazılıyor da zaten, her ne kadar “Kutsallık” iddiası” taşımasalar da
…
E, yazarın görevi bu!
Yeni nesiller, daha doğrusu “eşiği atlamış bir kesim”, “kâinatı” da kapsayan geniş ufuklu bir perspektife sahipler teknoloji ve kitaplar sayesinde… Mabet duvarları arasına sıkıştırılmış “Tanrı’nın Evi” kavramına pek sıcak bakmıyorlar. İbadethaneler tenhalaşırken, çevreyle bütünleşme yoğunlaşıyor.
Sanki hacmi tasavvur bile edilmeyecek büyüklükte bir “Mabet ’in” farkına varılıyor.
“Tanrı korkuları” yok ama “Doğa sevgileri” gün geçtikçe artıyor!
Ve Doğa’da “görevi” olmayan tek bir canlının bile bulunmayacağının bilincindeler. “Zararlı hayvan”, “zararlı bitki” söylemleri onlara çok uzak!
Kobay olarak kullanılan bir fare veya bir maymun için meydanlar doluyor! “Bitsin artık bu vahşet” yazılı pankartlar elden ele dolaşıyor!
“Etyemezlerin” sayıları çığ gibi büyüyor…
Bir “otoyol” için ormanların tıraşlanmasını kabul edemiyorlar.
Kantarın topuzunu kaçıran “teknolojik” yeniliklere de karşılar!
Pahalı da olsa “organik” ürünleri tercih ediyorlar!
Kutsal olmayan ve adı konulmamış yeni bir “Din” doğuyor sanki…
Kutsal olmayan “kitaplar” sayesinde!
Yazarları sanki “Ahir zaman peygamberleri”…
İşin ilginç yanı; Kuran-ı Kerim “Oku” diye başlıyor… İçeriğinde de “başka bir kitap okuma” mealinden tek bir ayet yok!
Öyle veya böyle; nasıl isimlendirilirse isimlendirilsin bir “Yaratan” güç var! O güçle “uyumlu” olabilmenin yegâne yolu “yaratıcı” olmak ve “yaratılanı” korumak olsa gerek
!
Yazı uğraşı da “yaratıcı” olmayı gerektirir
…
Olana da “yazar” derler zaten.