Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '14

 
Kategori
Öykü
 

Yeni bir hayat

Yeni bir hayat
 

YENİ BİR HAYAT


Lale; binbir umutla bağlandığı, çok sevdiği nişanlısından bir müddet arkadaşlık yaptıktan sonra ayrılmak zorunda kalmıştı. Taner iyi hoş çocuktu ama içmediği gün yoktu ve içtikten sonra kendisini kaybediyor, bambaşka bir insan oluyordu.
 
Nişanı attıktan sonra kendisini bir türlü toparlayamamış depresyona girmişti. Hayat ona çok anlamsız geliyordu. İştahı kalmamış, etrafa gözünü iyice kapatmış, konuşmaktan kesilmiş, gülmeyi çoktan unutmuştu.
 
Bu arada Güzelçamlı’daki eski okul arkadaşı Asuman’dan bir mektup gelmiş, ancak bunalım içersinde olduğundan okumak bile istememiş, yazıyı annesi okumuş, arkadaşının onu Güzelçamlı’ya beklediğini söylemişti. Anne ve babası kızlarının hava alması konusunda birleşmişler ve Lale’yi binbir güçlükle Nazilli’den arkadaşı Asuman’ın yanına götürmüşlerdi.
Lale, Söke’den sonra uğradıkları Yaylaköy’de bir restoranda yine hiçbir şey yemek istememiş fakat Kuşadası, Sahil Siteleri,Davutlar ve Güzelçamlı’ya arkadaşlık eden masmavi uçsuz bucaksız denizi görünce bu güzel manzaraya dayanamamış ve kısa süreli de olsa mutlu bir iç geçirişte bulunmuştu.
 
Arabaları, üzerinde alışveriş merkezleri bulunan sahil sitelerine giden ana yoldan ilerleyip, Davutlar’ın, Karaova’nın meşhur şeftali bahçeleri arasından geçerken içersine bir ferahlığın girdiğini hissediyordu.
 
Güzelçamlı’ya geldiklerinde onları Asuman ve kızkardeşi Şirin karşıladı. Anne ve babası bir iki saatlik görüşmeden sonra Lale’yi arkadaşlarına emanet edip Nazilli’ye döndüler.
Lale, arkadaşlarına kavuşmaktan ve Güzelçamlı’nın sakinliğinden, denizinden, sahilinden, havasından çok etkilenmişti. Asuman ve Şirin onun halinden anlamışlar ve onu her gün denize götürmüşler, yanından hiç ayrılmamışlar, Zeus mağarasını gezdirmişler, Milli parkta piknik yapmışlar ve sahil pazarlarını dolaştırmışlardı.
 
Tatil yaparken akşam pazarında gümüş eşya satan Can ile tanışmış, onun sözlerinden ve yakışıklılığından çok etkilenmşti. Alışveriş bahane her akşam sahil pazarına Can’ı görmek için gitmeye başlamıştı.
 
Güzelçamlı’daki hayat onu adeta kendine getirmişti. Geçmişi sanki unutmuştu ve artık düşünmek bile istemiyordu. Geceleri pazardaki konfeksiyoncuları, tekstilcileri, incik boncuk satan tezgahları,kitapçıları,dövmecileri,çantacıları dolaşıyor; lokantalarda otlu peynirli gözleme atıştırıyor, Can’a uğrayıp sohbet ediyor, sonra da deniz kıyısında dolaşıyorlardı. Gündüzleri tertemiz kumlarda güneşleniyor, suya girip hafifçe sahile vuran dalgalarla kucaklaşıyor, adeta bedeninin, hücrelerinin yeni bir hayat kazandığını hissediyordu.
Yirmi gün sonra anne ve babası Nazilli’den onu almaya geldiklerinde gözlerine inanamamışlardı. Eski Lale gitmiş, yeni Lale gelmişti. Karşılarında şu anda hayat dolu, neşeli,şarkılar söyleyen,yüzü gülen,şakalar yapan bir kız vardı. Güzelçamlı’nın havası Lale’ye yaramıştı.
 
Gerçekleşen mucize onları o kadar şaşırtmıştı ki derin derin düşünüp Güzelçamlı’dan ev almaya ve yerleşmeye karar verdiler.
 
Artık onlar ailece yeni bir hayat istiyorlardı.
 
Bu hayat Güzelçamlı, Milli Park, Dilek Yarımadası, Davutlar, Sahil Siteleri, Soğucak, Yaylaköy ve Kuşadası ekseninde olmalıydı.
 
Eski dünya gitmeli, yerine Yeni Bir Dünya gelmeliydi.
 
Toplam blog
: 137
: 158
Kayıt tarihi
: 09.03.14
 
 

1958 yılında Söke'de doğdum. Esnaf çocuğu olarak ilk, orta ve lise eğitimimi Aydın ili Söke ilçes..