Yeni Zelanda depremi tetikler mi?

Yeni Zelanda muhteşem doğası ve bir o kadar muhteşem ve heyecanlı doğa sporları imkanları ile doğa turizminin dünya liderlerinden ve Tolkien'ın başyapıtı Yüzüklerin Efendisi'nin sinema uyarlamalarının seyircilerde yarattığı etkide Yeni Zelanda'nın doğal güzelliklerinin etkisi de yadsınamaz.

Bu muhteşem doğanın sebeplerinden biri de bölgedeki verimli volkanik topraklar ki bu günkü güzelliğin bedeli binlerce yıllar boyunca büyük depremler ve volkanik faaliyetler ile ödendi. Bugün de Yeni Zelanda 7.8 şiddetinde ve yaklaşık 2 buçuk dakika boyunca sallandı. Şu ana kadar can ve mal kaybına dair bir haber yok fakat güney adası sakinlerinden Simon Darby gazetelere ''Üç yıl boyunca Tokyo'da yaşadım ve büyük bir deprem nasıldır bilirim. Deprem merkezinden belki 400km kadar uzak olsak da bu kesinlikle hissettiğim en uzun ve şiddetli sallantıydı.'' dedi. Deniz seviyesi ölçümleri tsunami meydana geldiğini gösteriyor ve bu tsunaminin merkez çevresindeki kıyı şeritlerinde yıkıcı etkiler yaratabileceği söyleniyor. Depremin meydana gelecek güneş tutulmasının etkisiyle mi olduğu kesin olarak bilinmez ki bazı bilim adamları her ne kadar tutulmalar öncesi ve sonrası şiddetli depremler meydana gelse de güneş tutulmaların direkt olarak bu tip yer hareketlerini tetiklemediğini söylüyor. Bunun tersini iddia eden bilim adamları da var tabi ve ben onların görüşünü destekliyorum fakat depremin tutulma bölgesine oldukça uzak bir yerde meydana gelmesi bu ihtimali zayıflatabilir. Oldukça şiddetli bir deprem ile bölgenin sallanmasından sonra benim aklıma gelen soru ''bu deprem beklenen İstanbul depremini tetikler mi?'' değil tabi ki, benim sorum ''bu deprem Taupo'yu tetikler mi?''

Daha önce yazdığım ''İstanbul'u beklerken...'' adlı blogumda bundan yıllar önce ingilizce olarak yazdığım bloglarımda Ege ve Akdeniz çevresinde sık ve şiddetli depremler beklediğimi yazdığımı belirtmiştim ki bu depremler yavaş yavaş meydana gelmeye başlamış, bir süre önce de bazı bilim adamları Hellen fayının aktif hale geldiğini ve bundan sonra bölgede depremler beklenebileceğini söylemişlerdi. Yine yabancı forumlarda ve ingilizce bloglarımda önümüzdeki yıllarda (kesin bir zaman vermek tabi ki mümkün değil fakat ben bu süreyi gelecek 50 yıl olarak düşünüyorum) büyük bir volkanik aktivite beklediğimi belirtmiştim ve bu sürenin 2012 kıyamet senaryoları doğrultusunda kısalarak 5-10 yıla kadar düşebileceğini düşünüyordum ki burada sizler ile de paylaştığım Onüçüncü Eon: Kutsal Soy adlı roman denememde hikayenin bu yönünü de okuyanlar görebilirler. Bu konuda benim beklentilerimde iki volkan öne çıkıyordu; Pompei kabusunu yaşatan Vezüv ve Dünya'nın son 70000 yılının en şiddetli patlaması olan, MÖ 24500 civarinda meydana gelen VEI8 şiddetindeki Oruanui patlamasına sahne olan Taupo.

Bu volkanlardan Vezüv hemen herkesin bildiği gibi İtalya'da ve Taupo ise bugün sallanan Yeni Zelanda'da ki daha ilginç olanı son zamanlarda meydana gelen büyük depremlerden ikisi bu iki volkan civarında meydana geldi. Biri bugün meydana gelen, diğeri is L'Aquila depremi. Tabi bunlar bu iki volkanı tetikler mi kesin birşey söylemek mümkün değil fakat Pompei vakasını bilmeyenimiz yok, Vezüv'ün 1631'deki patlaması sonrası ise küllerinin İstanbul'a kadar ulaştığı biliniyor. Taupo'nun meydana getirdiği, Yeni Zelanda'da son 20000 yılın en şiddetli patlaması ve son 5000 yılın en şiddetli patlamalarından olan Hatepe patlamasında ise küller Çin ve Roma'dan bile gözlemlenebiliyordu. Bilim adamları Taupo'nun sönmüş değil aksine sadece uyuyan bir volkan olduğunu söylüyor ve çok şiddetli patlamalar yaratan volkanın aktif hale gelmesi mümkün. Eğer bu iki volkandan biri şiddetli şekilde patlar ise de çok geniş alanda büyük felaketlere sebep olacağı aşikar.

Ben şahsen Dünya'nın tektonik ve volkanik olarak çok aktif bir döneme gireceğini ve bunun insanlığa büyük zorkuklar yaşatabileceğini düşünüyorum. Şimdilik tek yapabileceğimiz ise sadece beklemek ve görmek...