Yenilikçi bir müzisyeni, Ferdi Özbeğen'i kaybettik

Bu ülkenin müzik geçmişine büyük katkıları olmuş bir ustayı kaybettik. Ferdi Özbeğen yaşama gözlerini kapadı. Okmeydanı Araştırma Hastanesi’nde kanser tedavisi görmekteydi.

Müzik hayatına daha önce başlasa da ilk profesyonel çıkışı 1965 yılında Hürriyet Altın Mikrofon Yarışması’na katılmasıyla oldu. O yarışmaya Ferdi Özbeğen Orkestrası olarak katılan sanatçı, sonrasında orkestraya Okay Temiz ve Esin Engin gibi ünlü isimleri dâhil edecekti. Orkestra, 1974 yılında en son çalıştıkları Çınar Oteli çalışanlarının greve gitmesiyle dağılacaktı.

1977 yılında ilk uzunçalar plağı olan Ferdi Özbeğen’le 45 Dakika’yı çıkardı. Kısa sürede satıp satmayacağı yönündeki tereddütlere rağmen, yüksek satış rakamlarına ulaştı. Bunun üzerine 1978 yılında Orhan Gencebay’ın plak şirketi olan Kervan Plak’a transfer olarak 1978 yılında Ferdi Özbeğen’le Sohbet, 1979 yılında Teşekkürler, 1980 yılında Mutluluklar isimli albümlerini hayranlarının beğenisine sundu. Ferdi Özbeğen’le Sohbet albümüyle Altın Plak, Mutluluklar isimli albümüyle Platin Plak ve Altın Piyano ödüllerini de alarak başarısını taçlandırmıştı.

Orkestra dönemlerinde olduğunda daha fazla insana ulaşma şansı bulan Ferdi Özbeğen, bitmiş olan orkestra müziğini yeniden canlandırarak halk dilinde “Taverna” dönemini başlatmış oldu.

1980 yılının sonlarında yeniden plak şirketi değiştirerek yine çok satan albümlere imza attı. Bunlar, Nice Yıllara, Yaşadıkça, Bir Sır Gibi ve Seviyorum Delicesine isimli albümlerdi. Hepsi birer yıl arayla Yaşar Kekova Plak etiketiyle çıkarıldı.

Ferdi Özbeğen sayısız esere imza attı. Hem alaturka, hem de pop tarzında albümler çıkardı. O kadar başarılı oldu ki 1982 yılında en çok kazanan kişi olarak da vergi rekortmeni oldu. 1983 yılında 20.sanat yılı kutlamasını, Şan Tiyatrosu’nda Devlet Senfoni Orkestrası ile dev bir konser vererek gerçekleştirdi.

1984 yılında şahsi görüşüm olarak, bugün bile yakalanamayan bir kaliteye sahip Piyanist, isimli albüme imza attı. Bir tarafı alaturka, bir tarafı pop şarkılardan oluşuyordu. Alaturka balatları Gurbette Sevgilim, Bir Gülü Sevdim, Bir Sevgi İstiyorum gibi parçalardan; pop balatları Ülkü Aker aranjmanları olan Elega-Her Gece, La Boheme-Giden Sensin, Cenizas-Özlenen Sevgiliye gibi aşk şarkılarından oluşuyordu.

Elbette daha sonra Dilektaşı isimli parçası da unutulmayanlar arasında yerini alacaktı.

1984 yılında Yaşar Plak’tan Sizin Seçtiklerinizle isimli zamanın ilk “best of” albümünü çıkardı. Bu albümü 1985'te çıkardığı bir tarafı alaturka diğer tarafı da pop-rock temaları içeren, Belki Bir Gün ve 1986'da çıkardığı tamamı Ülkü Aker aranjeleri ve daha önceki 9 albümünün orkestra şefi olan Osman İşmen'in senfonik düzenlemelerinden oluşan Sana İhtiyacım Var albümü izledi.  Bu albümde Orson Welles'in I Know What Is To Be Young ve Lionel Richie'nin Hello şarkılarının Türkçe uyarlamalarını seslendirdi. 1986 yılının sonlarına doğru çıkardığı Sevdiğiniz Şarkılar albümü Türkiye'de çıkarılan ilk krom kaset olma özelliğine sahiptir.

1991 yılında Şarkılarım isimli nostalji albümünü çıkardı. Türkiye’de ilk “unplugged” albüm özelliğine sahiptir.

Ferdi Özbeğen’in bu uzun müzik geçmişi, bize onun yeniliklerle dolu bir kişilik olduğunu gösteriyor. Üstelik cesurdu da… İlk albümünün tutup tutmayacağı belli değilken cesaretle piyasaya sürdü. “Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı” diye bilen bir topluma rağmen ilk best of albümü o çıkardı. Türkiye dinleyicisinin yabancı olduğu hiçbir elektronik müzik unsuru olmayan ilk unplugged albümü çıkardı. Bu da bir riskti. Alışkanlıklarından vazgeçmeyen topluma bu farklılığı da kabul ettirdi. İlk krom kaseti o kullandı. Ki o dönem için çok pahalı bir teknolojiydi. Yetmez mi?

Yenilikçi müzikal anlayışıyla bir yıldız olmayı hak etmiş bir müzisyene veada ediyoruz şimdi. Ferdi Özbeğen Türkiye müzik tarihi açısından önemli bir isimdi. Şu sıralar çok dedik bunu, ama hayat işte… Toprağın bol olsun Ferdi Özbeğen!

www.twitter.com/dgnozcn