Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yerelden genele siyaset

Yerelden genele siyaset
 

Karikatür : Mehmet Tevlim


 

 

Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır” Atatürk

Siyasete ucundan kıyısından biraz bulaşmış veya bir partiye üye de olmuş olabilirsiniz... Ve süreç içinde Partileri babalarının tapulu malı gibi gören bir güruhla karşı karşıya gelebilirsiniz…

Bu güruh, kendilerini partinin savcısı, hâkimi, avukatı yerine koyup, sizi kendi kafalarına göre cezalandırabilirler… Açıkladığınız, yazdığınız veya parti toplantılarında sarf ettiğiniz bazı sözleri, düşünceleri, kendi kafalarına göre değerlendirip, size karşı cephe alırlar ve bir takım yaptırımlar uygulamaya karar verirler… Veya sizi gelecekte potansiyel aday(rakip) gibi algılayıp, sizi partiden dışlamak için çeşitli yollara başvurabilirler…

Uzun süreden beri, çeşitli gazetelerde, dergilerde, internet gazetelerinde siyasi yazılar yazıyorum… Bir Blogger olarak, İnternet gazeteciliğinde de önemli bir okur kitlesine sahip olduğumu sayısal veriler söylüyor…

Siyasi yazılar yazmakla, siyaset yapmanın aynı şeyler olmadığını biliyorum… Bir ara siyaset yapmaya heveslendim ama siyaset yapmanın bana göre olmadığını bu süreçte anladım… Siyasi yazılar yazabilmek için daha özgür, önyargısız, birilerine hesap verme zorunluluğunuz olmamalıdır…

Üyesi olduğunuz, desteklediğiniz veya sempati duyduğunuz partiyi de rahatça eleştirebilmelisiniz…

Bu yazım özele ve bir partiye yönelik değil, partilerin anlayışlarını ortaya koymaya çalışan genel bir yazıdır…

Yerel siyasette birilerinin üstünü çizmek veya yok saymak bazılarınca çok doğal bir davranışmış gibi algılanabilir… Siyasetin yerelde yapılış şekline, biçimine, yanlışlarına tepki göstererek, partinize karşı tavır almanızın veya partinizi değiştirmenizin de doğru olmayacağını düşünüyorum… Partinizin genel yapısı kafanıza uyuyor, sadece yerel yapısından şikâyetçiyseniz,  partinizde kalıp mücadelenize devam etmeniz daha doğru bir yoldur… Çünkü kişiler gidici ama partiler kalıcıdır…

Siyasileri de gözünüzde o kadar büyütmeyin…

Bunu sadece yerel siyasetçiler için değil,  kendi ülkemiz ve tüm dünya siyasetçileri için de söylüyorum…

Siyasetçi olmak için o kadar zeki olmanıza da gerek yoktur… Hatta çok zeki olmanız siyaset yapmanıza bir engeldir… Siyasetçiler ve siyasete yön verenler de zaten yanlarında zeki insanları pek görmek istemezler… Hasbelkader siyasete bulaşmış zeki insanların ise siyasi ömürleri hep kısa olmuştur…

Ülkemizde siyasetçilerin önemli taktiklerinden birisi de “al gülüm ver gülüm” anlayışıdır… Sev beni seveyim seni, gel bana geleyim sana, ver pasını al pasını…

Siyasetçi havayı koklayandır… Rüzgârın yönünü keşfedendir… Tek seçici liderinin gözüne girmek için önünde takla atandır, onun arkasından uçuruma atlayacağını beyan edendir… Daha da ileri giderek ona dokunmanın kutsallığından bahsederek, nerdeyse peygamber ilan edendir… Onun emirleriyle parmaklarını indiren ve kaldırandır…

Siyaset, Arapça “seyis” (at bakıcısı) sözcüğünden türemiştir…

Siyaset veya diğer adıyla politika, devlet işlerini düzenleme ve yürütmeyle ilgili özel görüş ve anlayışların bir bileşkesidir…

Siyasetin gelişim süreci, düşünselden, deneyciliği ve bilimselliğe doğru bir yol izlemiştir… Siyasete; Eflatun, Aristo düşünsel,  Montesquieu, David Hume, Aguste Comte’un deneyci,  Karl Marx ise bilimsel yaklaşmışlardır…

Günümüzün siyasi anlayışı; iktidar olabilmek için seçmenle bir uzlaşı içine girerek, onu etkilemeye, ikna etmeye, kısacası kandırmaya dayanıyor…

Siyasetçiler toplumsal yapıyı iyi tanırlarsa, iktidar olma şansları daha çok artar… İktidar olana kadar yapılan siyasetle, iktidar olduktan sonra yapılan siyaset arasındaki farklılıklar da her zaman olagelmiştir… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün,  AKP’nin iktidar olduğu ilk günlerde söylediği “Adeta kekeme oldum.”Sözü de bu gerçeği açıklıyor

Siyaset, toplumsal yapıya, toplumsal zemine göre şekil alıyor… Toplumsal zemini ve yapıyı iyi etüt eden siyasiler, daha çok oy alarak iktidar oluyorlar… Müslüman mahallesinde salyangoz satmak isteyenler de hep avucunu yalıyor… Toplumsal yapıya ve anlayışa göre siyaset yapmak toplumları ileriye götürür mü hayır… Gittiğin yerdekiler körse, sende bir gözünü kırp anlayışı, günümüz siyasilerinin en çok kullandığı bir anlayıştır… Toplumlar, yapıları, inançları doğrultusunda siyaset yapanlar tarafından sömürülürler… Bugün ülkemizde din üzerinden siyaset yapanlar da bunu yapıyor…

Siyaseti, içinde bulunduğu çıkmazlardan, yanlışlardan, kötü örneklerden dolayı sevmeyebilirsiniz… Siyasetin kötü gidişine dur demek için siyasete girmeniz, siyaset yapmanız kadar siyasi yazılar yazmanız da çok önemlidir…

 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..