Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '13

 
Kategori
Futbol
 

Yeşil İnciler röportajı - Ferhan Petek

Yeşil İnciler röportajı - Ferhan Petek
 

Ayın 14’ünün en kırmızı olduğu Şubat ayında Yeşil İnciler’in kurucusu Gökçe Yıldız ile Bursa ve Bursaspor aşkından konuştuk…

 

Bu hafta bir inci tanesinin peşine düştüm… Genç yaşına aldanılacak gibi değildi durum… O anlattı, ben dinledim… Sizlere de okumak kaldı…

 

Röportaj: Ferhan PETEK

Fotoğraflar: Erdal MUTLUER

 

Kimdir bu Yeşil İnciler?

İşin başında 150-200 kişi diyorduk sorulduğunda ama zamanında güzel işler yapmışız anlaşılmışız ve doğru ifade edebilmişiz demek ki kendimizi artık her yerdeyiz. Bursalı olan şehrinin takımını destekleyen her kadın bir yeşil inci. Bize ulaşanlar da var aralarında bizim şahsen tanışmadıklarımız da. Amaç ortak, duygular ortak tek yürek oluyoruz tribünlerde bir oluyoruz daha ne olsun?

 

Peki, nereden başladı bu “inci” meselesi? Senin başının altından çıkmış diye biliyorum, ama…

Ben 5 yaşından beri maça gidiyorum babamla. İnanılmaz bir mutluluk veriyor bana. Ama tribünde eksik hissettim kendimi ilerleyen senelerde. Bu coşkuyu bu mutluluğu bu duyguları paylaşabileceğim kendim gibi bayanlarla izlemeliyim diye düşündüm.. Neden olmasın dedim. Sadece ben böyle düşünüyor olamazdım. Girdim internete forum sitelerinden oradan buradan benim gibi düşünenlere ulaştım. Bir araya geldik. Formalar bastırdık arkasında kendi adımızın yazdığı 16 numaralı formalar. 'Biz Kimiz?' diye kendimize sorup, bir isim olmalıydı bizi tek çatı altında toplayacak... Kısa bir süre sonra hemfikirdik isim konusunda da... Bursaspor'umuzun Timsah'tan önceki sembolü 'İnci'ydi... Kesinlikle istiyorduk, tarihten gelen, geçmişte Bursaspor'umuzun sembolü olan bu sembolü. Yeşil Bursa'mızdan da esinlenerek 'Yeşil İnciler' dedik kendimize... Aşık olduğumuz renklerin eski sembolünün günümüzde bayan taraftarlara öncü olması da ayrıca bizlere farklı bir anlam katıyor... Herşey tamam olduktan sonra toplandık gittik Özlüce Tesislerine. Tarih 19 Ağustos 2008. Bursaspor yönetimi ile görüştük. Kulüp müdürü Osman Nuri Biçer beyi ziyaret ettik. O günün teknik direktörü Samet Aybaba’ya çiçek yaptırmıştık, onu verdik. Dedik ki biz de tribünde olmak istiyoruz, takımımızı desteklemek istiyoruz yeşil inciler olarak. Desteklediler bizi. Ertesi gün basında 'Bursa'nın Yeşil İncileri' olarak manşetlerdeydik.. O günden beri resmi olarak varız ve o günü kuruluş günümüz olarak kutluyoruz... Artık YEŞİL İNCİLER BAYAN TARAFTAR GRUBU Bursaspor’un desteği ile tribünlere girmişti.

 

Ve Yeşil İnciler Bayan Taraftar Grubu’nun eylemleri başladı... Peki, aldığınız ödüller dışında neler yaptınız?

Etkinlikler sadece maça gitmek değil tabi dediğiniz gibi. Birçok şey yapıyoruz. Bursaspor’umuz için Bursa’mız için gerektiğine ve iyi olacağına inandığımız her şeyi yapıyoruz. Amaçlarımız hedeflerimiz bu doğrultuda zaten. Bizimki Memleket Meselesi. Her şeyden önce Bursa’ya sahip çıkmak Bursalı olma bilincini aşılamak. Tofaş fabrikasını bilirsiniz bir Bursa markasıdır. Bursaspor için öncelikle Bursa’lılardan destek gelmesi gerektiğini düşündüğümüz için toplandık bir gün ve fabrikanın önünde BİZ BURSASPOR İÇİN YAŞIYORUZ YA SİZ? Yazan bir pankart açtık. Oturduk basın açıklaması yaptık.

 

 

Rahat durmuyorsunuz yani?             

Gerektiğine inandığımız her şeyi yapıyoruz. Bursa’nın bütün ilçelerine gittik mesela. 16 okul 16 köy 16 maç adı altında bir etkinlik düzenledik. Okullara gittik. Ne gerekiyorsa, bina, boya, sınıf, sıra vs. bütün eksiklerini giderip ihtiyaçlarını karşılamak için çalıştık. Şu anda düzenli olarak her Cuma LÖSEV’e gidiyoruz. Orada neye ihtiyaç varsa ne faydamız olacaksa bunun için elimizden geleni yapıyoruz.

 

Kadın eli değmeye görsün bir iş. Nasılda güzellikle doluyor herşey. Peki, başka güzelliklere de vesile olabilir mi acaba bu oluşum? Mesela yıllardır bir şekilde başlayıp bitmeyen Çarşı-Pazar meselesi bir son bulabilir mi artık?

Bu konuda bana çok talep geliyor aslında. Bir şey yapabilirsiniz elçilik edebilirsiniz aradaki buzlar eriyebilir diye ama bu konu beni bizi aştı şu anda. O son cezalı maçtan sonra 6 ay kadar içerde kalan taraftarlarımıza bağlı artık her şey.

 

Eh biz de çok kurcalamayalım o zaman merak ettiğim başka bir konuya geçelim. Gerçi yaş ortalaması çok yüksek değil Yeşil İncilerin en azından şimdilik ama yine de iş hayatını bile erkekler için bir cehenneme çevirebilen kadın bir de tribünde olunca işler karışmıyor mu orada? Kadın her yerde kadındır sonuçta! Tamam, aşkınız Bursaspor, tek yürek oluyorsunuz maçlarda ama birazcık da bu yönünü düşünmeden edemiyor insan.

Yok vallahi kimseye bir zararımız bu konuda. Zaten kadın taraftar olmak başka herhangi bir şey ile kıyaslanamayacak kadar özel bir duygu. Anlatılamaz yaşanır derler ya işte bu da öyle bir şey.

 

Çekişme de mi olmuyor yani? Onun atkısı daha güzel şunun yüzünü benimkinden daha güzel boyamışlar falan gibi?

Bizim marka durumumuz da yok biliyorsunuz tek bir markamız var. Ve böyle durumları özetleyen çok da net bir sloganımız var: Süse değil armaya düşkünüz.

 

İşte bu gerçekten çok soruya cevap. Bursalı olmak meselesine dönecek olursak; “Her Bursalı Bursasporlu mu?” Öyle mi olmalı? Nankörlük mü oluyor başka şehirlerin takımlarını tutmak?

Aslında öyle. Çok klasik olacak ama Bursa’nın suyunu içiyorsun Bursa’nın havasını soluyorsun hayatını bir şekilde bu şehirde idame ettiriyorsun. Bu şehri de her alanda desteklemen gerekiyor. Ben böyle inanıyor ve bu şekilde yaşıyorum.

 

 

Peki ya başka şehrin takımlarını tutan taraftarların Bursaspor’un maçı olmasa dahi kendi takımının galibiyetini bu şehirde kutlaması da mı yanlış?

Bu konuda öncelikle belirtmeliyim “şiddet içeren” tepkilere tabiî ki kesinlikle karşıyız... Fakat Türkiye'de, Türkiye'nin neresine giderseniz gidin bu var... Sadece İstanbul'da yaşanan olaylar, basın tarafından pek göz önüne getirilmiyor, getirilse de üstü kapatılarak kasıtlı olarak unutturuluyor... Ama şunu söyleyebilirim “gönül verdiğin” takımın maçını TV’den izliyorsan, sloganını TV karşısında atıyorsan kazandığında da galibiyetini TV’de kutlayacaksın. Ben kendi şehrimde sadece maç olduğunda da değil istediğim zaman şehrimin formasını giyip göğsümü gere gerek sokaklarında yürüyebiliyorsam bu da benim hakkımdır.

 

Bursaspor bir aşk, tamam. Ama ben birçok Bursasporlu yürekten taraftar biliyorum kendini anlayan kadın bulamıyor ve “Futbol mu Ben mi?” kâbusuyla karşı karşıya kalıyor. Ama bir yanda da Yeşil İnciler var. Yani bu soruyu asla sormayacak kadınlardan oluşan bir topluluk. Bulamıyorlar mı acaba, yoksa birbirlerine mi denk gelmiyorlar?

Evet bu bir aşk. Bambaşka bir aşk. Tercih edilebilen bir aşk. Ama iki insanın arasındaki daha çok kısmet işi. İşte bu yüzden Bursa’da birçok gelin arabasının arkasında şu yazıyı görüyorsunuz:

- Yeşil dedim Beyaz dedi: EVLENİYORUZ…

 

Duyduğum en yaratıcı gelin arabası yazısı bu. Peki, Bursaspor sadece futbol mu? Ya da sen önce futbolu mu sevdin Bursaspor’u mu?

Bursaspor ile futbolu sevdim ben. Bursaspor sadece Futboldan oluşmuyor tabiî ki. Biz Bursasporun her türlü alt yapı maçlarına gidiyoruz. Şehrimizi her alanda destekliyoruz. Yüzme voleybol hatta kayak. Bursa adı altında kazanılan tüm başarıların da takipçisiyiz.

 

Ertuğrul Sağlam üzdü ama değil mi?

Biz sonsuza kadar Ertuğrul Sağlam sloganıyla girdik bu yola. İnandık ona. Her zaman söz verdi bize tuttu. Söz verdi ve verdiği her sözü yerine getirdi. İnandık ona aksi mümkün değildi olamazdı olmadı. Hep mutlu etti bizi bu sefer de söz verdi. Öyle gerektiğine inandırdı bizi. Yoksa bu kadar kolay değil tabi bizim için bu gidişi kabullenmesi. Her türlü yorum yapılıyor kesin konuşmak mümkün değil. O da giderken özür diledi “bu başarısızlığın sebebi benim” dedi ama ortada bir başarısızlık yok kesinlikle yok. Yine söz verdi giderken “dönebilmem için şimdi gitmeliyim dedi” biz de bekliyoruz. Çünkü Ertuğrul Hoca’ya inanıyoruz. Söz verdiyse eminiz ki tutacaktır. Yıllarca mutluluktan ağlattı bizi bu kez gidişiyle üzdü ağlattı. Ama o yapıyorsa doğrudur. Vardır bir bildiği. Biz ona inanıyoruz hep de böyle olacak bu.

 

 

Timsah Arena işine ne diyorsun? Çok karışmadı mı konu çok değişmedi mi söylenenler? Neydi ne oldu ne oluyor durumu oldu sanki?

Hem de nasıl? Sürekli söylenenler değişti. Bu yüzden tek bir şey söyleyebilirim bu konuda çünkü bizim tek bir beklentimiz var. Her ne şekilde olursa olsun o stadın ve herhangi bir isimle Bursaspor için yapılacak olan her şeyin geliri Bursaspor’a gitmeli. Bizim başka bir sıkıntımız beklentimiz yok.

 

Bursaspor kazansın yani... Ama eski stadın yıkılması da kötü olur değil mi?

İşin duygusal tarafı bu zaten. Orası bizim mabedimiz. Ben her baktığımda timsah yürüyüşlerini görüyorum taraftar sloganlarını duyuyorum ama dediğim gibi yapılan her şey Bursaspor’un geliri olacaksa faydası olacaksa takımımıza kabulümüzdür.

 

Her Bursalı kadının size ulaşması mümkün… Ne şekilde irtibata geçebilirler sizinle?

Tabi ki memnun oluruz. Aktif olarak facebook ve twitter da yesilinciler16 olarak varız. facebook.com/yesilinciler16 Buradan ulaşıyorlar genelde. Ama dediğim gibi Bursalı-Bursasporlu olan Türkiye’nin her yerindeki her kadın bir yeşil incidir. Bu şekilde anılıyorlar ve arkadaşları tarafından 'Yeşil İnci' hitabıyla karşı karşıya kalıyorlar. Ne mutlu ki, bu hitaptan memnun da oluyorlar... O son cezalı maç olayında bizim bile bilgimiz dışında olan bir pankart maçtan sonra dikkatimizi çekti. Tribünde açılan pankartlardan birinin başında kocaman Yeşil İnciler logosu vardı. 25.000 kadın taraftar başka şekilde tek yürek açıklanamaz zaten.

#

 

Bursalı mısınız? Şehrinizi gerçekten seviyor musunuz? Peki, burada olmaktan mutlu musunuz? Bursa’nın takımı Bursaspor’u destekliyor musunuz? O halde 14 Şubat’ta aşksızım diye üzülmeyin. Çünkü, siz de bir aşka sahipsiniz. Hem de bir ömür boyu.

Çünkü siz de bir “Yeşil İnci”siniz…

 
Toplam blog
: 56
: 358
Kayıt tarihi
: 18.06.12
 
 

Köşem Sultan Ferhan PETEK kimdir ki ? Yaşı olmayan kadın. Kendi yaşar, kendi yazar, kend..