Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '19

 
Kategori
Siyaset
 

Yeter ki İstesinler

31 mart seçimlerinde özellikle İstanbul ve Ankara'yı yirmibeş yıl aradan sonra AKP'nin elinden alan CHP, CHP için küçük devrim niteliği taşımaktadır.

Siyaset arenasında Ankara ve İstambul demek Türkiye demek olduğuna göre küçük devrim niteliği ülke için de geçerli sayılabilir çünkü artık bundan böyle hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Erdoğan durduk yerde Türkiye ittifakı'ndan söz etmesi boşu boşuna söylenmiş söz olmadığını düşünüyorum.

Seçimlerden önce sürekli olarak vurgulu şekilde ayrıştırıcı uslüp kullanmaya özen gösteren Erdoğan'ın bu denli adeta 'U' dönüşü yapmasının sebebi ne olabilir dersiniz?

'Türkiye ittifakı' söylemi kucaklayıcı söylemdir. Güzel bir söylemdir. Ülke halkının duymak istediği ama bir türlü 15 yıldır duyamadığı söylemdir.

Erdoğan tıpkı merhum Demirel gibi kurnaz bir politikacıdır. Taşın nereden ve ne zaman geleceğini önceden öngörebilen ender politikacılardandır.

Ankara'yı ve özellikle İstanbul'u yeni CHP anlayışı ile Ekrem İmamoğlu tarafından alındıktan sonra Erdoğan'ın toplumu kucaklayan politika çizgisine dönüş yapmasından başka fazla seçeneğinin kaldığını pek zannetmiyorum. Daha doğrusu başka seçeneği yok zira herkesi kucaklayan bir İmamoğlu gerçeği ortaya çıkmıştır.

Her ne kadar 'İmamoğlu 2 yıldır radarımdaydı' diyen Kılıçdaroğlu dese de ben İmamoğlu'nun CHP'nin ağır topları tarafından İstanbul adaylığına getirildiğini düşünüyorum.

1 nisan günü 'İmamoğlu, cumhuriyetin 100'üncü yılında cumhurbaşkanı görevini üstlenecek donanıma sahiptir' demiştim.

Erdoğan, 31 mart akşamı rakibini gördüğü için toplumu ayrıştırma yerine toplumu kucaklayan politika ile kendini yenilemeye çalışacaktır ama tutacağını pek zannetmiyorum çünkü toplum 'neredeydin şimdiye kadar?' diye sorgulayacaktır Erdoğan'ı..

Öte yandan seçim çalışmalarının ilk gününden itibaren samimi ve herkesi kucaklayan dürüst profilin sahibi bir İmamoğlu rüzgarı var bir tarafta.

Kısacası Erdoğan ülkenin farklı bir politikanın eksenine girdiğinin çok farkında.

İki seçeneği var Erdoğan'ın..

Ya parlamenter sisteme geri dönüş yaparak tarafsız cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye devam etmek isteyecektir..

Ya da politikayı noktalamak isteyecektir.

Suriye politikasıyla birlikte dünya politikaları da ister istemez değişecektir. Hatta değişim kaçınılmaz olacaktır.

Dünya halkı artık kan dökülmesini istemiyor.

Bu gerçekleri de göz önünde bulundurarak dünya ekonomisinin de insan odaklı bir yörüngenin içine girmesi gerekecektir.

Ülkede de aynı şekilde hem insan odaklı hem yolsuzluklardan ve rant ekonomisinden uzak kamucu toplum anlayışına dönüşeceğine inancım tamdır.

Bu dönüşümün parlamenter sisteme geri dönüşüyle Erdoğan'ın tarafsız cumhurbaşkanı ühtesiyle tüm siyasi liderlerin işbirliği yapmasıyla gerçekleştirilebilir..

Yeter ki istesinler, ülkede çok güzel şeyler olabilir..

Neden olmasın..

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..