Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '20

 
Kategori
Anılar
 

YIL BİLMEM KAÇ

Yıl bilmem kaç, yoook daha büyümemişiz. Tamam kabul yüreğimizdeki çocuk hiç büyümüyor da orayı karıştırmayalım:) Neyse efendim, şimdiki gibi aylardan haziran sıcak, okuldan gelmişiz annemizin rengarenk artık iplerden binbir emekle özene bezene ördüğü anne paspası karşılamış bizi. Önlüğümüzü çıkarmış, saçlarımızın örgülerini ve kurdelelerini çözmüşüz bırakalım dağınık kalsın:). Emektar ocağın üzerindeki muhteşem mücver ve Allah ne verdiyse iki lokma yiyip doyurmuşuz karnımızı. O sıcağa dayanamamış annemizin mis gibi kompostasıyla bir güzel serinlemişiz, hazır meyve suyu da neymiş?

TRT ekranlarında Saygıdeğer büyüğümüz Bülent Ortaçgil soruyor bize "Olmalı mı Olmamalı mı?" Acemiliğimizden, duygu karmaşıklığından yanıt veremiyoruz belki ama kargaları uçuran yeni oturacak olan cırt sesimizle hiç gocunmadan vokal yapıveriyoruz öylece. Şarkı bitmek üzere iken, kapı zilini kullanmayı henüz alışkanlık edinememiş sıcak, samimi neslimizin sesi yükseliyor aniden. E davete icabet gerek ama annemizi kızdırmadan izin almalı usul usul... Kapının önünden bir yere ayrılmayacağımıza dair sözler üzerine koparmışız izni. Hele bir ayrıl bir daha burnunu kapı dışarı çıkarabilirsen aşkolsun. Öyle şimdiki gibi gezmek nerdeee?

Efendim paçaları bilekten beş karış yukarıda olmayan meşhur buz mavisi kot pantolonumuzu giymiş, bir de paçaları kıvırmışız. Tokası kafam kadar olan kemerimizi de taktık mı hazırız ver elini kızlarla çekirdek çitlemeye. Ah Türk kızı yıllar geçse de Bebek'te Mojito da içsen, bilmem nerde Cheesecake de yesen eve gelince o gözler hep ayçekirdeği arar özün bu kaçamazsın derler ya, o hesap. Neyse nerede kalmıştık? Bir güzel çekirdeği çitlemişiz, kahkahamızdan geçilmemiş ortalık Eyvah eyvah sohbet muhabbetten ezan saatini fark etmemişiz bile... Ana kural ezan sesinden sonra eve giremezsin efendim, yok öyle kızlardan ayrılamamak...(Burnumun direğini sızlatan güzel, en anlamlı kurallar...)

Akşam yemeğinde bütün aile toplanmışız piti kareli sofra bezinin etrafına. Yemekler yenmiş de üzerine kabaktan aşılama karpuzlara beş basan organik karpuz tüketilmiş bile. Sonra mı? Sonra evin olmazsa olmazı gazete paylaşılmış aramızda. Babamıza gazete, annemize bulmaca dergisi, bizim nasibimize Tarık Akan'ın dev posteri düşmüş. Odamızın en güzel köşesinde yerini almış. Birazdan sıra bize gelince okuyacağız gazeteyi sular seller gibi. Ne var ki radyodan yükselen bir melodiyle dalıvermişiz mışıl mışıl uykuya. Halbuki gazeteden sonra sırada çok sevdiğimiz kıymetlilerimiz Münir Özkul'la Adile Naşit'in turşu çekişmesi vardı ekranda. Kaçırdık hay Allah gördün mü?

Yıl bilmem kaç tüm anılar canlanırken gözümde iki damla yaş süzülüveriyor sessizce...

 

SİBEL YILMAZ

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..