Yoksa kpss, tek çıkış yolu mu?

İyi bir hayat standardına ulaşabilmek için, parlak bir kariyere sahip olmak; parlak bir kariyere sahip olmak içinse, çok iyi bir eğitim düzeyine ulaşmak, bugün artık yadsınamayacak bir gerekliliktir. Ama bazen çok iyi eğitim almış olmak bile, parlak bir kariyerin garantisi olamayabiliyor. Üniversitelerde on binlerce genç okurken, üniversite mezunlarına yeni iş alanlarının, kariyer fırsatlarının oluşturulamaması sonucunda; bu ülkede üniversite öğrenciliğinin adı “Diplomalı İşsizlik”e çıkıyor. Genç insanlar daha üniversite sıralarındayken, ve hatta daha oturmamışken; alacakları eğitimin sonunda yapacakları kariyer için çok derin düşüncelere dalıyorlar.

Bu ülkede işverenlerin, özellikle de üniversite mezunlarına karşı taşıdığı önyargılar da cabası… Yâni bu ülkede üniversite mezunlarının büyük bir kısmı, eğitimlerini aldıkları alanların gerektirdiği kariyeri yapabilme şansına sahip olamıyor. Sonuçta özel sektörden, kariyer olarak umduğunu bulamayan üniversite mezunları, şanslarını bu kez kamu sektöründe denemeye karar veriyorlar.

Fakat kamu sektörü; bir kariyer ve gelecek belirsizliğinin içinde mücadele eden üniversite mezunları için ideal bir kariyer fırsatı olabilir mi?

Bu konu çok iyi düşünülmeli ve tartışılmalı. Genel bir kanı olarak kamu sektörü, diğer sektörlere nazaran tutunulması en garanti iş alanı olarak düşünülmektedir. Ama bu ülkede, günümüzde her şeyiyle garantili bir işinizin olması, iyi bir yaşam standardına sahip olabilmeniz için yine de yeterli olmamaktadır. Her gün biraz daha tavana fırlayan fiyat düzeyleri ve buna karşın, fiyat düzeylerinin çok aşağısında kalan personel aylıkları; insanlar için hayatı biraz daha çıkmaza itmektedir.

Peki hâla ne için, herkes memur olmak ister?

Yoksa herkes, tekdüze bir yaşam tarzını mı benimsemektedir?

O zaman KPSS, böyle bir kariyer (!) için tek çıkış yolu mu olmalıdır?

Bana göre; hayır. Çünkü bu yol, bir çıkmaz sokaktır.

KPSS’yi kazanıp, gerçekten de geçinebilen kaç kişi var bu ülkede?