Yol Işığım; Mevlana Celalettin-i Rumi

Hazreti Mevlana’nın sözleri beni çok uzun düşündürmüştür. Bu tabiî ki sadece beni düşündürmüyor, ben kendi payıma olanı söylüyorum. Çok küçük yaşlarımda tanıdım Mevlana Celalettin-i Rumi’yi… Yine çok uzun yıllar önce onun bilincinde tam değilken onu ziyaret etmek, dualar okumak gibi büyük bir şansı yakalamıştım. Çok etkilenmiştim. Beni çocuk kafamda etkileyen sözleri;

“Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
ister kâfir, ister mecusi,
ister puta tapan ol yine gel,
bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir,
yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... “ olmuştu.

Ne demek istemişti. Bunu çok uzun süre düşünmüştüm. Davetindeki hoşgörüsünü küçük yaşta tam anlayamamış olsam da içindeki güzelliği hissetmiş olmalıydım ki hiç aklımdan çıkmamış, bu sözleri ezberlememe sebep olmuştu.

Zamanla merakım benim Hazreti Mevlana ile ilgili araştırmalara yönelttiğinde hala çocuktum. Yıllarla birlikte onu okudukça, ondaki ışığı gördükçe kendimi yeniliyordum.

Tüm kalbimle itiraf etmem gerekiyor ki; hayat görüşümdeki birçok güzelliği onun ışığı ile keşfettim.

Kalbimi güzel tutmayı öğretti bana,

Kin duymamayı,

Hoşgörünün büyük bir erdem olduğunu,

İnsanları sevmeyi özellikle saygı duymayı ve affetmeyi onun sayesinde öğrendim.

Allah’a olan sevgimin her geçen gün büyük çok büyük aşka dönüşmesini de kim bilir belki de onunla bulmuşumdur. Rhonda Byrne The Secret adında bir kitap yazdı. Bütün dünyada yer yerinden oynadı. Pozitif enerjiden söz edildi, olumlu düşüncenin olumlu olarak geri döneceği söylendi. Peki ama bu zamanda yazılan bu kitaba neden bu kadar şaşırıldı ve neden bu kadar önemsendi bir türlü anlamadım! Yedi yüz yıldan fazla olan eskilerde Hazreti Mevlana’nın ünlü dizelerinde diyor ki:

”Sen düşünceden ibaretsin. Geriye et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun.”

Sır olarak yayınlanmış bu kitabın sırrını Mevlana insanlığa anlatalı asırlar olmuştu.

Onun sözlerini tam anlamak için, onu bilmek gerekir, okumak gerekir, araştırmak gerekir. Mutlaka olmaz ama en azından bir dirhemde olsa onun baktığı gibi bakabilmek gerekir.

O aşk demiş.

Aşk!

Her şeye aşk... Allah’a aşk. Hamdolsun.

Anneye, babaya, kardeşe, evlada, büyüklerimize, küçüklerimize, dünyamıza, çiçeğe, böceğe aşk... Her şeye sevgi ile bakarsanız, sevgi alırsınız. Bunu anlamak hiç zor değil.

Bir sabah uyandığınızda hamd etmek budur işte.

Bir gün daha uyandım. Binlerce şükürler olsun.

Sevdiklerimle birlikteyim. Binlerce kere hamdolsun...

Sevgi hoşgörüyü getiriyor, hoşgörü gülmeyi öğretiyor, gülmek mutlulukla birleşiyor.

Sevginiz daim olsun. Her şeye…

Nazan Şara Şatana