- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yol öyküleri...

"Aceminin Günlüğü"
Elimden tuttu “Mutsuzsun” dedi çocuk.
“Hayır” dedim.
Yüzüme baktı soran gözlerle ve sordu “Öyleyse üzgünsün?”
“İkisi aynı şey değil” dedim. “Ayrıca üzgün de değilim. Yüzümde maske yok, hepsi bu.”
“Pekiyi sen hiç duygulanmaz mısın? Üzülmez, sevinmez misin? Kıskanmaz, takdir etmez misin? Utanmaz, gurur duymaz mısın? Kızmaz, alkışlamaz mısın? Sevmez misin, korkmaz mısın?”
“İnsan değil misin diye sormaktasın.”
“Onu demek istememiştim...”
“Duygular kişiseldir, akıl evrensel... Üzülmem de sevinmem de, kıskanmam da takdir etmem de, öfkelenmem de alkışlamam da algılarıma verdiğim anlamların sonucudur. Anlam ise duygusal değil akılla ilgilidir ve akıl evrenseldir. Kişiyi tanımlayan, önceliği hangisine verdiğidir. Aklın duyguları denetlediği yerde akılla duygunun sarmaş dolaş olduğu paradoksal bir acı vardır ki... Ne mutsuzluktur, ne de üzüntü.”
“ Şu anda yüzünde gördüğüm o mu?”
“Yüzümde ne gördüğünü ve nasıl algıladığını bilemem. Bildiğim, bir hatamın fakına vardığımdır.”
“Nereye gidiyoruz?” dedi çocuk...
“Ait olduğumuz yere...”