Yolculuk Nereye?

Türkiye ilginç bir ülke. Bir tarafında aydınlar ve aydınları ile halkı ve arasında oluşan derin kopukluk. Aydın olarak adlandırılan insanları toplumu sürükleyen insanlarının Türkiye’de batı tandemli okullarda okumuş, batı tarafından onay görmüş, ağzı sıradan halka göre daha iyi laf yapan ünlenen ya da ünlendirilen insanlar! Nereye baksanız onları görüyorsunuz, kimi o kılığında kimi de bu kılığında. Bu durum pazardaki herkes kardeş, vatandaş elma alacaksa, o kardeşlerden biri satıyor, efkârlanıp da biraz kafayı çekmek istese de yine başka bir kardeşten satın almak zorunda. Şeytana uyup felekten bir gece geçirmek istese yine o kardeşlerden birinin dükkânına uğramak zorunda. Haberleri onlardan almak zorunda. Okumak istese onlardan birinin kitaplarından almak zorunda. Daha birçok şey…

Ülkemizin menfaatleri, birkaç grubun menfaatleri midir? Dünya sahiden Amerika ve batıdan mı ibrettir?  Hindistan uyanan bir dev olarak dünya dengelerini hızla değiştirme kabiliyetine sahip bir ülke. Aynı şekilde Çin ve Rusya da önemli oyuncular. Amerika buna izin vermez, Avrupa şuna izin vermez, PKK terörünü destekler, iç dinamikleri harekete geçirir ülkede karışıklık yaratır, Avrupa PKK’yı destekler, verdiği silahların çoğu İtalyan, Alman, Fransız çıkar. Ama biz hala bu ülkelerin otomobiline bineriz. Otomobil yapalım, Amerika izin vermez. Sakın aklından geçirme! Silah yapamazsınız, Avrupa izin vermez! Onu yapalım, bunu yapalım. O olmaz, bu olmaz, şu olmaz!

Görünen o ki, Türkiye ciddi bir mücadelenin içine doğru yaklaşıyor. Bu ciddi bir savaş. Lawrence görünümlü hoca, doğan görünümlü şahin, bizden görünen yabancılar, bizim kümesten yiyip başkasının kümesine yumurtlayan tavuklar. Türkiye’den ahlakı, adaleti, eğitim sistemini, maddi zenginliği kısacası her şeyi almak üzere organize olmuş bir dünya.

Avrupa olmaz, Amerika olmaz, Rusya bile belki olmaz. Sen, sen olmadıktan sonra, sen birlik olmadıktan sonra, sen akıllı olmadıktan sonra sen içinde birlik olmadıktan sonra olmaz. Olamaz. Olmamalıdır. Gelinen noktada uzman dedik, peşinden gittik. Akıllıdır dedik, peşinden gittik. Yazardır dedik, peşinden gittik. Adamdır sandık peşinden gittik. Bir bilgin öldü, atın sırtına yüklediler bir tarafına bilgini, diğer tarafına kitaplarını karşı ağırlık olarak denge olsun diye koydular. Sordular başka bir bilgine yorumla bu olayı. Bilgin de kitapları da eşeksırtında. İkisi de aynı yere mezara gidiyor.