- Kategori
- Eğitim
Yörüngesinden savrulmuş bir ülke
Zaman zaman insanın gelecek için kaygı duyması kaçınılmaz olur. Ancak zor zamanlarda bile umutsuzluğa düşmemek gerekir.
Bu gün Türkiyenin sorunlarının temelinde Atatürk'ten sonra ülkemizi yönetenler;İnönü, Menderes dönemi ve sonrası siyasetçilerin ABD'nin yörüngesine girmiş olmaları en önemli etkendir.
Diğer taraftan Cumhuriyetin ağalık, şıhlık ve şeyhlik gibi ortaçağ kalıntısı güçleri bertaraf edememsi, tarikat örgütlenmelerinin siyaseti beslemeside başlı başına sorundur. Tüm bu gelişmeler olurken "aydın" tabakasının çoğunlukla kendini iktidara ve onun kaderine endekslemesi olumsuz bir gelişmedir.
Demokrasi herkesin kendini ifade edebileceği bir devlet düzeni olması gerekirken ne yazıkki muhalif sesler hep yok edilmiş; seçenek olarak çıkabilecekleri bir iklim yeşermemiştir. İçinde bulunduğumuz koşullarda hep sivil toplumun belirleyici olmasından söz edilmesine rağmen pratikte bu pek mümkün olmamaktadır.
En önemli sivil örgütlenmeler olan sendikalar bile yeterli çoğullukta ses verememektedir. Çünkü içinden çıkıp geliştikleri kitlelere yabancılaşıp tepeden bakmak yanılgısı içinde bulunmaktadırlar. Siyasi partiler ise ortak noktalarını değil farklılıklarını ön plana çıkararak egemen olan yozlaşmanın devamını sağlamaktan öte bir işlev yüklenmemektedirler.
Ülkemizin insanlık tarihine bakılınca bir nokta gibi görünen cumhuriyet döneminde sağda ve solda toplumsal açılımlar bakımından fikir üretmek varken; Atatürk'e ve onun düşüncelerine muhalif olmak sanki siyasi bir çıkış gibi sunulmuştur.
Günümüzde ise en önemli çıkış yolu Atatürk'ün ilke ve devrimlerini savunmak , ekonomik ve siyasi alanda tam bağımsız bir Türkiye için çaba harcamak, çağdaş düşüncenin temel sorumluluğu olmalıdır. Kendileri hiç bir başarı sağlayamamış düşüncelerin var olan dünya düzeninde ister ikinci cumhuriyet palavraları, ister ulusalcı yaklaşımların veya şöven düşüncelerin bu bağlamda ülkeye kazandıracak hiç bir şeyleri yoktur. Son dönemde Atatürkü kendilerine siper edip , onun fikirlerini savunuyormuş gibi yükselen rüzgardan paye kapmaya çalışanların ise ülkeye verebilecek hiçbir katkıları yoktur.
Ülkeyi yeniden kuruluş felsefesinde olduğu gibi savunmak yarınlarımızı kurtarmak olacaktır. En önemli sorumluluk ise yenidenTürkiyeyi yörüngesine çekebilecek düşüncelerin egemen olmasıdır.