Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '12

 
Kategori
Öykü
 

Yüce Tanrım

Yüce Tanrım
 

Bir kulun olarak sana şükranlarımı sunarım ey yüce Tanrım. Beni bu pislik dünyaya getirdiğin için önceleri çok sitem etmiştim. Doğduğuma bile pişman olmuştum ama bilmiyordum ki beni bir amaç için bir misyonla bu dünyaya gönderdiğini. Elbette bunları yaşarken öğrenecektim. Bu dünyanın içinde bir dünya olduğunu ve benim bir takım vasıflar kazanarak o dünyanın kapısını açacağımı ve benim gibi daha önce o yolu bulan elçilerle birlikte olacağımı üstelik onlarla birlikte sana hizmette bulunacağımı nereden bilirdim. Nereden bilebilirdim ey yüce tanrım. Bu yüzden beni bağışlamanı diliyorum. Çiğdik, hamdık, piştik, yandık ey yüce Tanrım. Şükürler olsun...

Banyodan çıktıktan sonra bütün kirlerimden arınır arınmaz hemen o kapıya müracaat etmem istendi. O birkaç gün beklemenin, o dayanılmaz sabırsızlığın benim için adeta sonsuz bir cehennem azabı olacağını nereden bilirdim?.. O beklemek, o işkence vücudumu sanki lime lime parçalara bölmüştü ulu Tanrım. Nihayet bir gece yarısı haber geldi.
 
“Dünyamıza kabul edildiniz.” diyordu bir ses.
 
İşte o anda vücudum bu dünyadan bir bulut gibi ayrıldı gitti o dünyaya  tanrım. İçeri adım atar atmaz o ışık beni köreltti. Dünyanın pisliklerini görmekten olacak ki gözlerim o temiz dünyanın ışığından karardı. Kapının üzerindeki o yazı ise beni iyice coşturdu.
 
“Ne Olursan Ol Yine Gel” diyordu.
 
Ak sakallı, beyazlar içinde, nur yüzlü yaşlı bir adam elinde bastonu ile beni karşılamıştı.
 
 “Ey yolcu buraya gel, bu kapıdan gireceksin.” diyordu.
 
 Ses sanki kainattan kulağıma fısıldayarak girmişti. Heyecan içerisinde titriyordum.  “Bu yazılı sözler bizim Mevlana Hazretlerinin sözleri değil mi efendim?”  diye sordum tüm cesaretimle...
 
 “Evet benim sözlerim. Bir gün işte öylesine  bir anda ağzımdan çıkmıştı.  Haydi gir içeri, Yunus Emreler, Karacaoğlanlar da içeride, hepsi seni bekliyor” dedi.
 
Şok geçirmiştim ulu yüce tanrım, elim ayağım her tarafım  titriyordu. Mevlana efendimiz kapıyı açtığında gözlerime inanamadım. O kutsal mabedin avlusunda her yaştan binlerce insan kadın erkek beni alkışlayarak karşılıyordu. Onların başında duran başka bir nur yüzlü bastonlu ihtiyar seslendi:
 
 “Ey oğul işte bu dünyada ki yaşayan  mürşidi kamiller. Bunlar seçkin özel insanlar. Yaşarken bu dünyanın içine girmek her kula nasip olmaz. Bunların  cennette ki yerleri şimdiden hazır sayılır. Bu insanlar Tanrımızın gönderdiği kutsal kitaplardaki metinleri içlerine sindirmiş insanlardır. Yaşamları boyunca kendilerini insanlığa hizmet için heba etmişlerdir. İnsanların iyi yola gelmesi için maddi manevi fedakarlıklar yaparak mücadeleler de bulunmuşlardır. Hepsi de örnek insan, namuslu, ahlaklı, dürüst, vatanını seven kullar olmuştur. Üstelik birde  kutsal kitaplardaki değerlere ulaştılar. Ayrıca o kitaplara katkı yaparak bu seçilmişliğe hak kazandılar. Tanrımız verdiği son emirdir. Artık dört kutsal kitabın, bu seçkinler tarafından  yeniden yazılması buyrulmuştur. Son seçkin de sen oldun. "Yazarlar  Sitemize"  hoş geldin. Hadi  git şu iyi insanların arasında kendine bir yer bul  bakalım" diyordu o ulu ses...
 
Bana  insanoğluna hizmet etme şansını yeniden  verdin yüce Tanrım. Şükürler olsun...
 

 
Toplam blog
: 39
: 393
Kayıt tarihi
: 19.01.12
 
 

Serbest ticaret ile iştigal ediyorum. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde aktif görevlerde bulundum..