Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Yüksek büyüme; enflasyon ve cari açığı perdelememeli

•    2011 yılının 3.çeyreğinde yüzde 8.2, ilk 9 aylık büyümeside yüzde 9.6 gibi olağan üstü artışı  ile göz kamaştıran Türk ekonomisi , alt detaylara inildiğinde çok büyük risklerin üzerinde oturduğu anlaşılmaktadır..2010 yılında Çin  den sonra en hızlı büyüyen ekonomi, 2011 yılındada aynı eğilimi sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Kamu borcumuzun  toplam milli gelirdeki payını yüzde 38 lere indirmemize, Bütçe açığını yüzde 1.7 gibi AB standartlarınında altına indirmemize karşın, daima ülkemizdeki krizlerin ana nedenlerinden biri olan  ve cari işlemlerde en büyük sorunu teşkil eden  ihracatın ithalatın oldukça altına olma seyri, 2011 yılında artarak devam ettiği anlaşılmaktadır.
•  1980 lerden beri ; ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 70 lerden 60 lara yaklaştığında problemlerin arttığı bilinmektedir.Her ne kadar son yıllardaki  turizmdeki hızlı artış ve dışarıdan gelen sermayedeki sıçrama,  muhtemel döviz krizini önlesede, son iki yıldaki cari işlemlerdeki dengesizliğin sürdürülemez olan gerçeğini değiştirmeyeceği aşikardır.Daha çok dış talep yerine  iç talebe dayalı büyümenin , yurt dışındaki bozulma ile birleştiğinde, 2008 ve  bilhassa 2009 yılındakininde üstünde bir bozulmaya yol açacağı bilinmelidir.Çünkü; lehman brothers ile ABD ağırlıklı krizin yolaçtığı tahribat ile, dış pazarımızın yüzde 50 sinden fazlasını yaptığımız AB ağırlıklı krizin boyutu farklı olacaktır.ABD nin toplam dışticaretimizdeki payı yüzde 10 un çok altındadır.Burada hatırlatmak istersek; 1992 yılında Japonya nın  uzun yıllar durgunluğa girmesi, dış ticaretimizdeki payının çok düşük olmasından dolayı, herhangibir olumsuz etkide bulunmamıştır.
•    2011 yılında AB ülkelerinin yüzde 1.5 e  yakın büyüme göstereceği, 2012 yılında ise büyümenin sıfıra yaklaşacağı anlaşılmaktadır.Dış pazarımızda yüzde 50 nin üzerinde payı olan AB de olacak durgunluğun , yüksek cari açık üzerinde oturan ülkemizi çok kötü etkileyeceği bilinmelidir.Dışarıdan gelecek sermayenin çok azalacak olmasının yanısıra, şu anda hisse senedi, tahvile yatırım yapan ve portföy yatırımı şeklinde yatırımı olan semayeninde kaçacağını dikkate almamız gerekmektedir.Turizm gelirimizde büyük paya sahip olan AB ülkelerinden gelecek turistinde azalacağını burada hatırlatmak isteriz.
•    Cari açığımız 2010 yılında yüzde 8 lere  ulaştığında,sürdürülemez boyutlara ulaştığını imf dahil, uluslararası kuruluşlar uyarmaya başlamıştı.Ancak, 2011 yılında yüzde 10 lara yükselen cari açık ın daha fazla aynı  oranda sürdürülemeyeceği açıktır.Nitekim;  bizden sonra en yüksek olan Yunanistan da bile cari açık yüzde 9.1 düzeyindedir. Çok yüksek cari açığı olduğu söylenen ve parası rezev para olan ABD de bile bu oran, yüzde 3.2 dir.Yine cari açığı çok yüksek olan  İspanya da yüzde 3.8 , İtlaya da yüzde 4.0 ,  çek cumhuriyetinde bu oran yüzde 3.1, Kanada da 2.9 dur. Bizde sonra en yüksek cari açığı olan ülkelerden Yunanistan, , İspanya ve  İtalya nın ekonomisinin yanısıra  demokrasiside tehdit altına girmiştir.Yunanistan ve İtalya da   AB zorlaması ile teknokratlar hükümeti kurulmuş, İspanya da ise iktidar  seçimlerde  büyük yenilgi alarak, muhalefete geçmek zorunda kalmıştır.Ancak; Yunanistan , İtaltya ve İspanya da yalnızca cari açık değil, bütçe açığı ve kamu borcuda çok yüksek boyutlardadır.Yunanistan da bütçe açığının milli gelirlerine oranı yüzde 9.1, İspanya da aynı oran yüzde 6.5, İtalya da 4.0 dır.Ülkemizde bütçe açığının milli gelire oranı ise yüzde 1.7 dir.
•    Önümüzde 10 yılın AB ülkeleri için kayıp yıllar olacağı bilinmelidir.Bu durum, ilk hamlede olumsuz gözüksede , aramızdaki mesafenin hızla kapatma fırsatı yaratacağı için, olumlu olarak kaydetmek yerinde olacaktır.Bütçe açığını ve kamu borcunu düzen sokan Türkiye, kronikleşmiş dış ticaret ve dolayısı ile büyük oranda olumsuz etkilediği  cari işlemler açığını kabul edilebilir düzeye indirdiği taktirde, hem dışarıdan büyük ölçekli doğrudan yabancı sermaye çekmeye başlar, hemde  düzenli gelişecek ekonomisi ile AB  nin en gelişmiş ülkeleri arasındaki  farkı , cumhuriyetin 100. yılında   önemsenemez boyutlara indirir.

 
Toplam blog
: 76
: 635
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

Ekonomi doktorası yaptım. İyi derecede İngilizce, orta derecede Almanca biliyorum. Ülkemizde kdv ..