Yumuşacık bir sabah

Üzerime sabahlığımı aldım,

Evim sıcacıktı eşimin nefesinin sesini duymak ne hoşmuş usulca sokuldum yanına sıcaklığını hissettim.

Sen dedim benim hayatımda tanıdığım en iyi adamsın.İyi ki benimlesin, iyi ki benimsin.

Duymadı bile uyuyordu.

Salona geçip bir sigara yaktım.Bu sigara da ne kötü şeydir ya ilk nefesten itibaren suçluluk duygusuyla fırlattım attım.

Mutfağıma geçip çay koymalıydım.Sevgilim uyandığında çayın kokusunu duymalıydı.

Çaydanlıklar sanki hoşgeldin der gibi ses çıkardılar.Karşımda balkonumdan görünen deniz hoşgeldin diyordu.Balkon kapımı açtım.

Tertemiz hava doldu içeriye.

Gün daha aymamıştı, insanlarda.Ben ise bu sabah ayazını çok seviyorum.Yanlızlıktan nefret edip aynı zamanda yanlızlığı sevebilir mi insan ben seviyorum işte.

Bir nefes çektim balkonumda.

Altıncı kattayım.Sağıma baktım bana göre Bursa sağda kalıyor ve ben şu anda Bursa ya bakıyorum.Annecim kardeşim günaydın dedim.

Hafif bir rüzgar sabah kahvesini hatırlattı bana kendime bir kahve yapmalıyım.

Türk kahvemi bakır cezvemde ağır ağır pişirmeliyim.Anneanem geldi aklıma ne güzel kahve yapardı.Ağır ağır kahve böyle pişer diye de göz ucuyla anlatırdı.

Bir duş almalıyım sıcak ve ıslak su mucize benim için , su hayat.

Sıcak su beni her zaman rahatlatır.Belki hafif bir müzik.Kahvemi içtim duşa daldım.İşte hayatı unuttum bile geride bıraktığım hırslarım, hayallerim , kariyerim hepsi üstümden akıp gittiler.

Sesi kulağımda çınlıyor sevgilimin...

Bu kadar çabaladın da ne yaptın???

Villar mı aldın?

Büyük bir servet sahibi mi oldun?

Hiç bir şey ...

Hiç bir şey yapmadım halbuki ben ne çok şey yaptım zannediyorum?

Meğer o da diğer dostlarım gibi hiçbir şey yapmadığımı görüyormuş.

Hani güçlüydün?

Ben seni böyle sevdim.

Nerden geldi şimdi duştayken bunlar aklıma?

Takılmıştım bir kere takıntılıydım ya.

Belkide hiç kendini güvende hissetmemekten kaynaklanıyordu tüm bunlar.

Nede olsa psikoloğuma anlattığımda haklısın demişti.

Kendini tam güvende hissetmen gerektiği anda babam tarafından terkedilmiştim.

Annem ve kardeşime olan bağlılığımda bundan kaynaklanıyordu.

Sevgilim ise ayrı bir yerdeydi.Ona güveniyordum.

Yeni yeni keşfetmeye başlamıştım güven duygumu her insanda beni bırakıp gidecekmiş korkusu vardı içimde ve onlardan önce ben gidiyordum.

Yumuşacıktı sevgilim ise ona güvenebilirdim.

Bazen çıkışıyordu bana ama haklısın demeliydim.

Çünkü sağlıklı düşünüyordu.

Ve benim iyiliğimi istiyordu.Bense ölçüp tartmadan onun söylediklerine tamam diyemiyordum.İçimde saniyelik hesaplar yapıp haklısın diyordum.

Oda artık sabrının sonuna geldi.Takıntılarım, telaşlarım, beklentilerim, dahası bitmek tükenmek bilmeyen memnuyetsizliğim.

Sonunda onuda canından bezdirmiştim.Yine sözleri geldi aklıma ;

10 yıldır anlatıyorum.

Evet hakikaten 10 yıldır benimleydi ve 10 yıldır anlatıyordu.Ben mi anlamak istemiyordum yoksa o mu anlatamıyordu ???

Duştan çıkarken kulaklarımda tekrarlanan cümle buydu.

Bir bardak çay eşiliğinde televizyonun başına geçtim.

Çay sıcaktı.Ne çok seviyordum sıcağı.Anlaşılan cehennemde pek yabancılık çekmeyecektim.Gülümsedim.

Televizyonda haberleri açtım.Dünya küresel ısınmayla çalkalanıyordu.Cumhur başkanı seçimleri yaklaşmış.Ben ve benim gibi düşünenler ise sessizliklerini sürdürüyordu.

Bir tek Cumhuriyet gazetesi yaklaşan tehlikenin farkında mısınız diyordu?

Bir an mailime düşen bir resim gözümün önüne geldi.Kadınlarla erkeklerin ayrı ayrı ödeme yaptıkları gişeler, peçelere ferace içindeki kadınlar.

Yıllardır kadınlığın üzerine öyle çok şey dinledim ki.

Kiminin kocası el kaldırdığı için elini sobaya yapıştırmıştı.

Annem bile babamdan kardeşime hamileyken dayak yemişti.

Ben ise yuvamda uyuyan sevgilimle mesuttum huzurluydum.Peki bu mutluluk onların evinde hiç yok muydu?

Yada hiçbir zaman olmamış mıydı?

Anneme hep sormak istedim babamla hiç mutlu günü yok muydu?

Belkide cevap alamamak annemi o günlere geri döndüremek onun gözyaşlarını görmemek için yıllardır bu soruyu soramamıştım.

Bir an tüm bu düşüncelerden sıyrılmak için yatak odamıza yöneldim.

Sevgilim tüm bu düşündüklerime inat sıcacıktı işte oradaydı.

Yavaşça kollarını açtım koynuna girdim.İşte benim mutluluğum benim aradığım sıcaklık burada dedim.

Gözlerini açtı o boncuk boncuk gözlerini kıvrık kirpikleri hareketlendi.

Belli ki benimle uyanmayı unutmuştu şaşırdı.

Günaydın dedi.

Bende ona kocaman Melabaaa Bu merabanın eblek haliydi:)

İşte benim güneşim şimdi doğmuştu.Benim için şimdi sabah olmuştu.

Çay hazır kahvaltı için dışarıda sıcacık bir güneş, sevgilim yanımda daha ne istiyordum ki.

Zaten istediğim zamanda birşey alamıyordum.Hayatı güzelleştirmek adına değildi yaptıklarım.Destek amaçlı değildi.Ben sadece şimdiye kadar kendimi yıprattım.

Şimdi ise sevgilimin kollarında bu bahar sabahında mutluyum.

Sadece dudaklarımdan şunlar döküldü.

Sevgilim iyi ki varsın.

Ve yine sıcacık uykuya daldım...

09.04.2007

H.A.