Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yurt dışında yaşam ve çaresizliklerimiz!

Yurt dışında yaşam ve çaresizliklerimiz!
 

Sayın Erdal CEYHAN'ın Milliyet Blog'daki "Almanya Eski Korku İmparatorluğu mu"  başlıklı yazısını çok duygulanarak okudum. F. Almanya'da takriben fasılalarla 20 yıla yaklaşan yurtdışı görevimde edindiğim görüş ve kanaatler gözümün önünden sinema şeridi gibi geçti.
1974 yılıında bir aylık bir süre ile Essen'de geçici görevle bulunduysam da, Petrol Krizinin yaşandığı bu yıllarda, fabrikalarda istihdamda meydana gelen sıkıntıların, daha sonraki yıllarda hissedilen boyutlara ulaşmamış olduğunu anımsarım. Yabancılara karşı husumetin önemli bir ayağını oluşturan, istihdamda paylaşımdan kaynaklanan sıkıntıya rağmen, 1960'lı yıllarda gelmiş ilk kafilenin bıraktığı olumlu ve medeni izin esintileri, o yıllarda hala hissedilmekte, Alman toplumunun üretken ve fedakar Türk toplumuna karşı hoşgörüsü sürmekteydi.

1982 yılında başlayan sürekli görevimin F. Almanya ayağında oluşan tespitlerim ise, maalesef endişe verici bir boyuta ulaşmıştı.
F. Almanya Hükümeti ve devlet kurumları, 2,5-3 milyona ulaşmış Türk toplumunun ileri yıllarda, gerek istihdam sahasında, gerek sosyal zeminde kendisine büyük sorun olacağını değerlendirerek, çığ gibi büyüyen bu nüfus erkini zayıflatmak için çeşitli tedbirler almıştır.

(Esasen, F. Almanya'nın almış olduğu bu tedbirleri, ulusal menfaatlerin korunması bağlamında, haksızlık olarak nitelediğimi ve kınadığımı söylemek, insafsızlık olur.)

- O zamanki Türk toplumu, Türkiye'den kaçan, bir takım sol ve sağ örgütlerin yapılanmasından oluşan fraksiyonlar,
- Dini görüş farklılıklarıyla ortaya çıkan ve İbadet merkezlerini dahi ayırmış olan;

 Cemalettin Kaplan'cılar, Nurcular, Selametçi'ler yanısıra, Devlete bağlılığını vurgulayan DİTİB mensuplarının cemiyetlerinden oluşmaktaydı.
Alman makamları, erkin zayıflamasına yönelik bu tür yapılanmalara maddi ve her türlü hizmet desteğini sürdürüyor, asimalasyona yönelik uyum kararlarını uygulamaya sokuyorlardı.
Bu gruplar ayrışmış zayıf bir güçle, kendi görüşlerini diğerlerine kabul ettirebilmek doğrultusunda, faaliyet gösterirken, toplumun yabancı dil, eğitim eksikliği, sosyal kurumlara intibaksızlığı ve Alman toplumu ile uyumu kulvarında, herhangi bir faaliyet göstermeyi düşünmüyorlardı.

Zorunlu olarak çocuklarını okula gönderen veliler, dil yetersizliği nedeniyle, okullardaki öğretmen/veli toplantılarına katılmıyor, çocuğunun eğitim ve davranış gelişimini izleyemiyordu. Hatta, daha fazla para kazanmak hırsı ile, gece vardiyasından çıkan vatandaşlarımız, gündüz başka işlerde çalışmak suretiyle, boş kalan birkaç saatini, uyumakla geçirebiliyor, sokakta ve evde başıboş kalan çocuklarının akıbetinden haberdar olamıyordu. Bu sebepledir ki, F. Almanya'da ailenin ilgi ve sevgisinden uzak kalmış çocuklarımızın çoğu, uyuşturucu batağına, hırsızlık ve diğer yasal olmayan yollara saparak hapishanelere düşmüş bulunmaktadırlar.

Ancak, eğitimliler yanı sıra, eğitimsiz olsa da, insana yapılan yatırımın en isabetli yatırım olduğunu, çocuklarından daha değerli bir gelir bulunmadığını idrak eden ailelerimizin çocuklarının, iyi eğitimler aldıklarını, Alman İş sahasında, Tıp alanında ve diğer mesleki konularda isimlerini duyurduklarını da yadsımamız mümkün değildir.

 Alman yasa ve mevzuatının yabancıların kaderini belirlemesi yolundaki, endişe verici bu durumları garipsemek, bu suçu Alman'lara yüklemek, akılcı ve gerçekçi bir görüş değildir.
Burada suç, bence, yaşam ve düşünce tarzını, sadece din olgusuna bağlayan, ancak dinin ışığından nasibini almamış zavallı velilerde olduğu kadar,  toplumu sosyal ve bilimsel gerçekler zemininde bilgilendirmeyen, yapılandırmayan, soruna Alman makamları ile birlikte çözüm aramayan yönetimlerde dir. ( Keyfiyeti; A veya B parti otoritelerinin ismini vermeyerek; Bu işbirliği ve mücadelenin, mükemmel dil yeteneği ve bilgi birikimi bulunan görevlilerin aracılığıyla yapılabileceğini, personel seçiminde, Almanca KPDS puanı 100, kurum sınav ortalaması 92 olanlar yerine; kişisel meramını anlatamayacak düzeyde 70-75 arasında dil puanı alanları atayan, üst yönetimin insaf ve izanına arz ederek tamamlamak isterim.)  
Selam ve saygılarımla.

Refik Başdere

 
Toplam blog
: 44
: 533
Kayıt tarihi
: 30.12.12
 
 

1947 yılında Erzurum'da doğdu. Başak burcundadır. Eğitimini  Ankara'da sürdürdü. DTCF Alman Filol..