- Kategori
- Meslekler
Yürüyen tekere çomak sokan insan
Doğanın elibolluluğu ve insanoğlunun bencilliği
Üniversite yıllarımda (zaman ne çabuk geçiyor, bir gün bir yazıma da bu şekilde başlayacağımı düşünmezdim) Peyzaj Mimarlığı Bölümü 2.sınıf öğrencisi olduğum sıralar, mesleğimi giderek daha iyi tanımaya başlamıştım. (Mesleki derslere genelde 2.sınıfta başlanıyor.) Mesleğim hakkında bilgim arttıkça, kafamdaki soru işaretleri de artmaya başlamıştı. O kadar çeşitli dersler alıyor ve o kadar çeşitli konular hakkında eğitim görüyorduk ki, bir yandan bunca bilgiyi nasıl kullanacağız diye düşünürken, diğer yandan da böyle kapsamlı ve güzel bir meslek neden ülkemizde gerektiği gibi tanınmıyor diye şaşırıyordum.
Doğayı seven, koruyan, insan yaşamı, sağlığı ve bunların sürekliliği için çaba gösteren bir meslek neden ülkemizde geri planda kalmıştı? Neden sadece "bahçeye 3-5 ağaç diken kişi" kalıbına sığdırılmaya çalışılmıştı? Neden olması gereken yerde değildi? Bu sorularla bulanırken beynim, o yıllardan hatırladığım ama nerde ve kimden duyduğumu net hatırlayamadığım bir söz, belki de en iyi şekilde özetliyordu bu soruların cevabını."Peyzaj Mimarı kimdir?" sorusuna verilmiş düşündürücü bir cevaptı bu söz...
"Peyzaj Mimarı kimdir biliyor musunuz? Peyzaj Mimarı, yürüyen tekere çomak sokan insandır..."
Bu sözü ilk duyduğumda "Nasıl yani?" diye bir tepki göstermiştim. Fakat şimdilerde çok daha iyi anlıyor ve ne kadar da doğru bir sözmüş diyorum. Neden mi?
Her şey kılıfına uydurularak işletilen bir sistem var ortada (işte bu yürüyen tekerimiz) ve bu sistemde;
- Koruma alanları net bir şekilde belirlenip, koruma alanı kapsamına alınmıyor ve koruma kurumlarına Peyzaj Mimarları alınmak istenmiyor,
- Çevre ile ilgili planlama proje ve kararlarda, Peyzaj Mimarlarına yer verilmiyor,
- O güzelim doğamız, kıyılarımız, oteller uğruna feda ediliyor,
- Yetmiyor bir de denizler doldurulup, üzeri işgal ediliyor ve deniz yaşamı alt üst ediliyor,
- Tarım alanları; ne gerek var, ürünleri daha ucuza ithal ediyoruz denilerek, konut , ticaret alanı vs. yapılıyor,
- Ormanlık alanlarımız, bazı kanunlara dayandırılarak imara açılıp, golf sahası yerleşim alanı, ticari alan vs. yapılıyor,
-Kaynaklarımız satılıyor, gelişi güzel yerlere santraller ve baz istasyonlar kuruluyor,
Küresel ısınma, iklim değişikliği, yaşanan felaketler ve yitirilen canlar, yeşilin yok olması ve her yerin giderek beton yığınına dönüşmesi... Tüm bunlar gözümüzün önünde gerçekleşiyor, sonuçları apaçık ortada fakat bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti sarmış insanlarımızı.
Kısacası; Rant için, canlı yaşamı, insan sağlığı ve doğa hiçe sayılıyor. Bugününü düşünenler yüzünden yarınlarımız harcanıyor.
İşte tüm bunlar ve daha fazlası, bu sistem içinde yürütülüyor ve Peyzaj Mimarları bunun farkında olarak, bu gidişatı durdurmaya ve düzeltmeye çalışıyor. İşte bu yüzden Peyzaj Mimarları istenmiyor, Peyzaj mimarlarına kadro açılmıyor, Peyzaj mimarı kalıplara sığdırılmaya ve susturulmaya çalışılıyor ve olması gereken yerlerde olmaları engelleniyor.İşte bu yüzden Peyzaj Mimarı "yürüyen tekere çomak sokan insan" oluyor!