Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Zeynel Abidin KAPLAN

http://blog.milliyet.com.tr/zak

17 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Zabıta-i Beşer yalakalıkla malüldür

Zabıta-i Beşer yalakalıkla malüldür
 

Yılmaz ERDOĞAN’ın yazdığı ve Demet AKBAĞ’la başrolünü paylaştığı “Bir Demet Tiyatro” adlı dizi oyunu hepimiz hatırlarız. O dizide bir Zabıta İrfan rolü vardı. Hani, izledikçe bizi kırmaktan geçiren başkanın sağ kolu(!), palavracı, rüşvetçi İrfan.

İrfan bizi güldürüyordu, çünkü çevremizde bu role yakıştırabileceğimiz bir sürü “irfancık” vardı. İşte mizah kendini açık etmemeye çalışan bu tipleri abartılı olarak ortaya çıkarıyor ve bir bakıma suç üstü yapıyordu hepiciğine.

Gülüyorduk çünkü saklı gizli yapılıyordu bu işler ve hiçbir irfan kendine yakıştıramıyordu, zabıtalığı. İşte o gizlilikten dolayı böyle kişileri açığa çıkarmak eğlenceliydi.

Sonra o dizi yayından kalktı ve bir daha benzeri bir karakter görmedik, sinemeda veya tv dizilerinde. Çünkü o karakter artık kendini gizlemiyordu ve başkanla yakınlığıda gerçekti artık. Başkan hakikatende ona herkesin içinde “irfancığım” demeye başlamıştı. Ve artık içlerinde bi yerde gizli olan o gücü hiçbir irfan gizlemek ihtiyacı hissetmiyordu.

Evet yiyip içiyorlar ve hiçbir şey üretmedikleri halde, sadece iktidara yalakalığı ile ve bu yalakalığıda açıkca, insanın gözüne sokarcasına yaparak idame ettiriyorlardı yaşamlarını. Eskiden bu tiplere bakıpta gülenler artık onlara imrenir oldular.

Yaşamın genelinde meydana gelen bu dejenerasyon elbette tüm katmanlarda küçük küçükte olsa görülmeye başlandı. Artık zabıta irfanlar her yerde idi. Her başkanın olduğu gibi her iaderecinin de bir irfanı vardı. Onsuz yapamayan, her yere yanında götürülen ve teklif edilmesi güç olan her türlü teklifi yapabilen irfanlar. Eğer bir ihale sonucunda ihaleyi alması muhtemel müteahhide vermesi gereken komisyon hatırlatılacaksa irfan hemen devreye giriyordu.

Diyelim bir seçim söz konusu, seçecek kişiye, hamisi başkanı seçmesi durumunda ne tür imkanlar sağlanacağını söylemekte irfanın görevi idi.

Bu ilim İrfan sahibi(!) kişilerin en önemli özelliğide, her türlü durumda bunu yapabilen ve terslense bile yüzü kızarmayan, ama mutlaka ısrarcı bir kişilik olmasıdır.

Sanırım hiç zorlanmadılar başkanlar kendilerine bir zabıta irfan bulmakta çünkü ortada bir sürü heveslisi vardı bu mevkinin. Talip çok olunca irfanlığa, seçmek konusunda da hassas davranıldı öyle her önüne gelen yalakayı irfan edecek değillerdi ya.

Önce bir bakılacaktı: Yeterince yüzsüz mü? Terslenince hemencecik kıvırtabiliyor mu? En önemliside utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan övebilirmi başkanını? Yalancı olduğu halde, “Beni bilirsiniz, yalanı hiç sevmem.” diyebiliyormu? Bin bir türlü hile ile her türlü düzenbazlığı yaparken bir yandanda “ben sizden yanayım” diyebiliyormu çevresindeki vatandaşlara.

Eğer tüm bu yüzsüzlük, utanmazlık koşullarına uygunsa kişi seçiliverir ve en güzel makamlara oturtuluverir. İşte bu kadar.

Sizinde içinizde ufakda olsa bir irfancık yatıyorsa, size tavsiyem hiç durmayın ortaya çıkarın ve büyütün zabıtanızı. Çünkü küçüğüde büyüğüde birdir, aynı içtenlikle çürütür adamı.

Yok eğer ufakdan da olsa, kırıntısı bile yoksa içinizde bu bahsedilenlerin, hiç bulaştırmayın temiz tutun içinizi, Edip Cansever’in dediği gibi “Ayıptır yani insan elini temiz tutmalı biraz...”

Sağlıcakla…

 
Toplam blog
: 32
: 1377
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Halen Manisa'da yaşıyorum. 1974 Erzincan doğumluyum. Sağlık Teknisyeni (Laborant) olarak çalıyorum. ..