Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '10

 
Kategori
Söyleşi
 

Zamanlama sıfır

Zamanlama sıfır
 

Bir kez olsun sadece uzaktan bile olsa görebilmek için kendimi parçaladığim şahıs var ya, hani sonra ben tamam dedim, umudu kestim de bana çok deger verdiğini bildiğim, halihazırda zaten çok sevimli bulduğum şahısla daha çok zaman geçirmeye başladım. Baya da bir ilerleme kaydettiK sayılır aslında. Samimiyeti ve sicakliğıyla hayatıma renk kattı ama işte, içimi kemiren o özleme duygusu. Herşey gayet yolunda ve evet ben mutluyum ama hiç bir şey geçiremedi içimdeki o boşluğu. Sanki bir şeyler hep eksikmiş gibi geldi. Aslına bakarsanız öyleydide. Kaldıki ben o heyecan duygusuna göre hayatını yönlendirmiş-daha iyi bir ifadeyle hayatinin canına okumuş- biriyim. Yine de, onca karmaşadan sonra, bu huzurlu günlerin bana nasıl iyi geldiğini anlatamam. Fakat şimdi, tamda bu eksik ve huzurlu zamanımda, umutların tükendiği yerden gelen bir ses, ."hadi görüşelim" diyor. Bazen sanki hayat beni deniyor da, ben de her seferinde yanlis olani yapıyormuşum gibi geliyor. Kafam basmadiğından değil, elbetteki ben de biliyorum neyin daha erdemli olduğunu. Ama sonucunda hislerimin-evet belki keyfimin- kölesi oluyorum. Yani benim yaşam tarzım bu. Bana göre, beni yanlışa sürüklese bile her zaman en doğrusu hislerimle hareket etmek. Sonucuna katlandiğin sürece istediğini yapmakta özgürsün. Ama özgürlüğün insanları incitebilir de..ve hatta özgürlüğün sonucu yalnizliğa uzanabilirde. Sonucunu iyi hesaplamak lazim.

Korkuyorum, bu sefer özgürlüğüm haddini aşmış olabilir. Ne de güzel avutuyorum kendimi bu hikayelerle. Açıkaçık öylesene kızım, deli gibi özledim, görmek için kıvranıyorum. Bedeli o benim hayatımı alt üst ettiğinde bana şefkat gösteren insanı incitmek bile olsa. Nefret ediyorum bencilliğimden. Bir de bilmiş bilmiş açıklamalar üretmiyor muyum...

Savunma mekanizmama hayranım doğrusu! 7/28/10

16:43

 
Kayıt tarihi
: 06.06.10
 
 

..