- Kategori
- Kişisel Gelişim
Zamansız
Ne zaman tatile çıksak, kendime ayıracak hiç zamanım kalmıyor. Tıpkı son 2 hafta gibi, evet, nefes bile alamıyorum.
Güz Özlemi ile dün konuşurken, 2008 yılından sonra kendini koyuvermişsin dedi bana. Evet, doğrudur, 2 tane hiç durmayan çocuk ve biz idealist salaklar olarak onları televizyonsuz, tabletsiz, bilgisayarsız yetiştiriyorsak eğer, üstüne üstlük oğlunun adı Maymun ve kızının adı Kuduruksa, yemin ediyorum, kendine ayıracak bir saniyen bile kalmıyor. Hele dün gibi birbirine müteakip kereler ağlıyorlarsa, akşam saat dokuzda, sinirinden tatlı yiyip normale dönmeye çalışıyorsun! Ne hanımda sinir, ne de sen de takat kalıyor. Yani Türkçesi, spor yapacak zaman mı vardı da ben yapmadım!
Havuzlu eve sahip olarak, her gün yüzmeye başlayınca, zannettim ki, bu durum bana daha iyi bir fiziksel görünüm sağlayacak. Bu komple bir yanılgı çünkü diğer sporların aksine yüzme, kasları yumuşatan bir spor ve bunun sonucu olarak sadece omuzların iyi gözüküyor yoksa fitness yapmadığın sürece, vücuduna yansımıyor.
Sağ dizim halen bile, kazayı atlatamadı. Şiş olduğu için kapanmıyor ve bu dizle koşmak mümkün değil. Sol bileğim sakatlanalı 24 yıl oluyor, 10 kg üzerinde yük taşıdığı zaman burkuluyor ve sonuç olarak 3-4 gün bileklikle dolaşmam gerekiyor. Konunun özü, bu bilek yüzünden barfiks ya da şınav çekemiyorum, basket oynayamıyorum.
Sağ-alt bacak önündeki deri, kazadan sonra, kendini yenilemedi ve yarılmaya müsait durumda! Herhangi bir düşmede yara olacak ve aylarca kapanmayacak. Geriye tek yapılacak spor yürüme kalıyor ki yıllardır hiç durmadan yürüyorum ve benim gibi sporcu adamda hiçbir işe yaramıyor.
Ne anlatıyorum; o kadar da kolay değil her şey! “Ufak Ayrıntılar” bloğunda vermeye çalıştığım şekilde, böyle bir hayat yaşadıktan sonra, arızasız sonuçlar olması imkânsız.
Yıllar yılı kadın şiddeti görmüş bir erkekten normal bir insan olmasını beklemek, abeste iştigaldir! Bu şuna benzer, “mükemmel anne ve baba çocuğuyum ve çok iyi bir insanım” demek kadar kolay bir şey yoktur. Ne var ki, bir pe....k ile bir fa....e çocuğuyum ve buna rağmen, çok iyi bir insanım demek, kendini yetiştirmekle, Allah tarafından gözetilmekle ve şanslı olup doğru kişilerle karşılaşmakla doğru orantılıdır!
Yani, hiçbir şey, göründüğü kadar kolay değildir!
İnsanlar yaşadıkları kötü olaylarla baş edebilmek için kendilerine garip oyunlar oynarlar. Bazıları yoga yapmaya karar verir, bazıları tarikata girer, bazıları beş vakit namaz kılar, bazıları delirir, bazıları Scientology dinini seçer, bazıları sapkın veya sapık olur, diğerleri uyuşturucu veya alkol bağımlısı olur! Ve ben, bu insanların hepsiyle tanışma fırsatı bulduğum için hepsinin farklı ve sapkın psikolojileri ve hatta, bunların çalışma sistematiğini bilirim. Sokakta yaşamak böyle tehlikeli bir şeydir, kitap okumaya ya da film seyretmeye hiç benzemez!
İnsan ölüm tehdidi altında sürekli güç kaybeder. Sinirleri bozulur, etrafına bağırıp çağırmaya başlar. Neşesini, normal psikolojisini kaybeder!
Bekâra her zaman karı boşamak kolaydır. Konuyla ilgili ahkâm kesmek, çözüm önerileri getirmek, psikiyatrik tedavi önermek, bunların hepsi kolaycı yaklaşımdır.
Bundan birkaç gün önce orta yaşlı Arzu Hanım ve iki çocuğu, evlendiği ve mutlu olamadığı 3 kocadan sonra kaymakamın himayesinde öğretmen evine yerleştirilen bu şansız ve bahtsız kadın arkadaş ve ailesi, geceleyin iki araba arasında sıkışarak can verdi. Detaya girmeden bu kadın bu kaderi hak edecek ne yapmış olabilir? Kötü bir insan olsa, niye kaymakam ona yardımcı olsun?
Hayatınızı değerlendirirken ideal koşullara sahip olmadığınız takdirde yaşamdan zevk almanızın zor, belki de imkânsız olacağını önbilgi ve ön şart olarak, kabul etmeniz gerekebilir! Bu kabul, yanlış anlaşılmasın, umutsuzluk anlamına gelmez! Sadece savaşmak ve mutlu olmak için durum analizi yapmak anlamına gelir! Ve böyle bir duruma düştüğünüzde size gerçekten yardımcı olacak, kendinize duyduğunuz inanç ile Allah’ın görünmez elidir. Ve hatta çok inançlı bir insan iseniz size bu eli görünür bile kılabilir yüce yaratıcı!
Ben toz –böcek-çiçek üçlüsünden, çoğunca, bahsedemediğim için, aslında, sanıldığı kadar mutlu değilim! Ancak hayatın içinde acıların olduğunu bilen biri olarak, mutluluktan bahsettiğim kadar, mutsuzluktan bahsetmenin de doğru olacağı kanısındayım. Buradaki amaç işleri yolunda giden insanlar üzerinde bilinç oluşturmak değil, asıl amacım buna gerçekten ihtiyaç duyacak kişilere ulaşmak!
Özellikle romanım ve şiir kitabım hariç yazdığım diğer iki kitabın yegâne amacı bu insanlara umut ışığı oluşturmak! Kişisel gelişim kitaplarından farklı olarak, gerçek yaşananlardan bahsedip yaşamıyla yüzleşirken zorlanan insanlara bir yol gösterici konumunda eserler yarattım. Yoksa –inanın- bana ne, benim yaşadığım o b.ktan veya nahoş hikâyelerden ve hiç umurumda olmaz!
Ya da, umutsuz ve yoksul bir ülke olan Türkiye’nin, dünyaya başarma hikayesini anlatabilmek için umarsız ve fütursuzca, bilgi, beceri ve görgüsünü vakfedip, sadece yemek yemek kadar ve giyinmek gibi basit ihtiyaçların yerine gelmesini yeterli görerek, Türkiye’nin bu hikayeyi gerçekten yaşayabilmesi için çılgınca çalışmak, inanın, çok da umurumdaydı! Gerçekten! Ve bunu yaparken sürekli insanların tacizine uğramak, aile ve arkadaşları tarafından hor görülmek ve kesinlikle takdir edilmeden, çoğu kez bel atından aşağılanarak, bütün bu çabayı ve ülke aşkını göstermek, tartışmasız, APTALCAYDI! Ama sonuçta bütün bunlar beni ABDAL yaptı! Ve bu dünyada aptal sayısı çokken, abdal sayısı sınırlı! İsterseniz siz ona AKİL İNSAN deyin ya da Filozof deyin ya da ne derseniz deyin, aslında ENAYİLİKTEN başka bir şey değildir!
Ben bu adam olmayı BİLİNÇLİ seçtim. Ama bu hayata sahip olmam ALLAH’ın takdiri ve Allah’a çok şükür, son derece MUTLU bir insanım! Ama bu duruma gelmem, hiç de kolay olmadı, buna emin olabilirsiniz!
Ve ben hayatı, olduğu gibi görüp, var olduğu şekilde yaşar ve severim. Olmadığı gibi hayal edip de, her zaman, neden olmasın diye çabalarım. Ben bildiklerimi kullandığım ölçüde varım, aksi takdirde bir naneye yaramam ve AZİZ NESİN’in dediği gibi, insanlar muktedir olup da yapmadıklarından da sorumludur. Benim ise gerçekten böyle bir sorumluluğum kalmadı!
Saygılar, Sevgiler,