Zavallı sol elimden sonra

Ben oldum olası sol elimi kullanamam. Sol elim beceriksiz ama sol yanımda olan yüreğim sevgi dolu. Anlamak olası değil insanın bedeninin, uzuvlarının dahi sağ sol diye ayrılması.

İstanbul müftülüğünün fetvasına bakar mısınız? "sol eli kullanarak yemek yemek caiz değilmiş".

Ah Orhan Veli bu günleri görüp de mi yazdın, bu şiiri:

Sol Elim

Sarhoş oldum da

Seni hatırladım yine

Sol elim

Acemi elim

Zavallı elim Orhan Veli Kanık

Şimdi biz işe yaramaz bu sol eli ne yapalım. Kesip atsak tek sağ elle iş yapabilir miyiz? Ben yapamam şahsen. Ne denli işlevsiz olduğu savlansa da sol elim olmadan yazı bile yazamam. Bu da nereden çıktı demeyin. Klavyemin tuşlarına tek elle basarsam çok zaman harcarım. Ah sol elim garip elim. Neden solda oldun sanki…

Diyanet İşleri Başkanı sayı Bardakoğlu bile tepki gösteriyor bu fetvaya.“Bunu nereden çıkardılar, anlamak güç. İstanbul'dakiler masa başında iş üretmek istiyorlar, bu olmaz. Gündemimizde daha önemli şeyler var. Öncelikli olarak okullardaki şiddete yönelik neler yapabiliriz, bunları konuşmamız lazım" dedi.

Şiddete yönelik çalışmaların, camilerde fetva verilmesi ya da başka türlü uygulamalarla yürütüleceğini söyleyen Bardakoğlu, "Okullarımızdaki şiddetin bir an önce önlenmesi gerekiyor" diye konuştu. Milliyet gazetesi 25.02.2007/

İstanbul fethedilirken Bizans’ta meleklerin cinsiyetinin tartışılmasına benziyor bütün bu tartışmalar.

Canı sıkılan bir şey söylüyor. Kendisinden başka herkes dinliyor. O ise arkasını dönüp gidiyor. Üzerine bile almıyor.

Şimdi de Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan, aile kültürünün yabancılar tarafından yozlaştırıldığını iddia etti. “Bolu Müftülüğü'nün 17 Temmuz Spor Salonu'nda düzenlediği ve yaklaşık 4 bin kişinin katıldığı "Huzurlu Toplum ve Mutlu Aile" konulu konferansa katılan Nursaçan, "Milletin temelini aile oluşturur. Aile çürükse millet de çürüktür. Ailenin sağlam olması milletin sağlam olması anlamına gelir. Ailenin kutsal olduğuna inanıyoruz. Ama sancı bizim içimize de girdi. Son yıllarda elin oğlu bizi aile kültüründen vuruyor. Batı'da 'boyfriend-moyfriend' deyip 'nikâh neymiş' diyorlar. Hayvanlar desin, ama insanlar söylemez" dedi. . Milliyet gazetesi28/02/2007/

Bu haberleri okurken canım sıkılıyor. İnsanların uğraşacakları başka konular yok mu diye düşünüyorum.

Şimdi yabancı uyruklu insanlarla evlenenler aile yapısını mı çökertiyor?

Çürük aile ne demek, ben meyve ve sebzelerin çürüdüğünü sanırdım. Yanılmışım.

Şu bizim bahçedeki kuşlar çok yaman bu sabah “her yer çürük insan kokuyor” diye ötüyorlardı da anlayamamıştım. Herhalde gazeteleri benden önce okuyorlar ki, gündeme göre ötüyorlar sabahları. Çok hınzırlar…

Peki, bu habere ne dersiniz?

“BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Cidde Ekonomik Forumu'na katılmak için Suudi Arabistan'a gitmeden önce, AKP Merkez Yürütme Kurulu'nda "İçinizde umre yapmayan var mı?" diye sordu.

Umreye gitmeyen dört başkan yardımcısını listeye alıverdi. Masraflar devletten de sevaplar kime anlayamadım.

Canım çok sıkılıyor. Üstelik bir de bu gün 28 Şubat. Tam on yıl geçmiş aradan ama hiçbir şey değişmemiş. Hatta daha da kötüye mi gitmiş ne?

Bir de Cumhuriyet Gazetesi var işleri karıştıran. “Tehlikenin farkında mısınız?” diye koca koca ilanlar vermişler. Gözümüzün içine içine sokmanın âlemi var mı? Farkındayız da ne yapacağız onu söyleyin. Zaman hızla geçiyor ve dünyayı tersine çevirmenin olanağı yok. İstedikleri kadar uğraşsınlar zaman da saat de onların istedikleri zamanı göstermez.

Resim:www.tavanarasi.com