Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '14

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Zeki Müren ve Bodrum

Yaklaşık bir haftadır Bodrum’dayım. Bodrum’u da Bodrum’da yaşayanları da öğrenmeye, onlara alışmaya ve anlamaya çalışıyorum. Bodrum bir şehir değil bir ülke adeta. Her bir köyü, her bir koyu ayrı bir şehir, ayrı bir güzel. Güzel kelimesi az kalır, çok güzel, çok çok güzel. Bodrumda yaşayanlar natürel, içten…Burada erkeğin önemi ve kıymeti var.

Yalıkavak, Gümüşlük, Göltürkbükü, Bitez, Yahşi, Merkez, Gümbet, Torba, Akyarlar, Karaincir, Çökertme, Aspat, Bardakçı, Camel Beach –Kargı gidebileceğiniz görebileceğiniz yerlerden küçük bir kısmı. “Çökertmeden çıktım da Halilim aman başım selamet, Bitez yalısına vardım da Halilim aman koptu kıyamet….Burası da Aspat değil Halilim aman Bitez yalısı”. Ben burada ki “Aspat” ’ı senelerdir asfalt bilirdim; buraya gelince Aspat dağını gördüm de doğrusunu öğrendim.

Bugün Zeki Müren Müze’sine gittim. Bu kadar müze gezdim, bu kadar beğeneceğimi, bu kadar duygulanacağımı tahmin etmezdim. Zeki Müren’in evi iki kelimeyle mutevazi ve sade. Küçücük bir oturma odası, küçücük bir yatak odası, küçücük bir misafir odası. Ev iki katlı, aslında bayağı büyük. İstese alt katta iki odayı birleştirip büyük bir oturma odası yapabilirmiş, keza üst katta iki odayı birleştirip büyük bir yatak odası yapabilirmiş ve yine de epeyce yer kalırmış. Ama nedense yapmamış. Eşyalar da öyle ucuz cinsten, ucuz, sade ama zevkli. Oturma odasında oturacak yerlerin çoğu tahta bir sandık (baza) üzerine konmuş şiltelerden oluşuyor. Duvara yaslanmak için de küçük küçük kırlentler konmuş. Hani bizim eski evlerde divan dediklerimizden. Keza küçücük yatak odasında küçücük ve sade bir tuvalet masası, önüne bir sandalye koyacak kadar bile yer yok, ancak yatağın kenarına oturarak kullanabileceğiniz ince dar bir tuvalet masası. Pencerelerdeki demir parmaklıklar en sade, un ucuzundan uçları yassıltılarak sivrileştirilmiş uzun demir çubuklardan oluşuyor. Arabası bahçede duruyor. Muhteşem bir Buick Regal, ama lastikler kabak.

Kıyafetlerinin her biri ayrı bir sanat eseri, muhteşem. Hani Amerikalılar görse her birine yüz bin dolar bastırır alır. Gerçekten bakmaya seyretmeye doyamayacağınız güzel desenler, renkler, pırıltılar, kesimler. Kolların dışa kıvrıldığında görünen iç kısımları ayrıca özenerek bezenerek işlenmiş. Bol boncul, payet, parlak taşlar, kullanılmış. Sanıyorum elbiselerin tamamının biçim, desen, tasarımları Zeki Müren tarafından yapılmış.

Şarkılarından, şiirlerinden hiç bahsetmeyecektim. Ama sadece 24.04.1988 de verdiği bir konserde söylediği şarkılardan birkaç tanesini yazarak son vereceğim. Klasik Türk Müziğini sevenler ne demek istediğimi anlayacaklardır. Fazla söze ne hacet.

İsmail Dede’nin rast kar-ı nev-i : Gözümde daim hayali cana.

Lemi Atlı’nın rast şarkısı : Sazın gibi sinem dahi bir nağme zenindir.

Selahattin Pınar’ın rast şarkısı : Aylar geçiyor sen bana hala geleceksin.

Sadi Işılay’ın hicaz şarkısı : Bende hicran yarasından da derin  bir yara var.

Dede’nin hicaz şarkısı : Ey but-i nev eda olmuşum müptela.

Sadi Hoşses’in acemkürdi şarkısı : Aşkın ile gündüz gece giryanım efendim.

Zeki Müren’in acemkürdi şarkısı : Zehretme hayatı bana cananım.

Daha yazacaktım ama mürekkebim az geldi… 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..