Zerdüşt İmanı

“Bazı insanlarla bazı insanlar arasındaki fark, insanlarla hayvanlar arasındaki fark gibidir... MONTEİNE

 “Hangi dinden” olduklarına açıklık getirirken  “Zerdüşt imanı taşıdıklarını” söylüyor, baş terörist. Bunda isabet olduğu ortada.

Başka da hangi dine sığar ki zaten ateşperestliğin, ateşe düşkünlüğün bu derecesi?

Kışın araç kundaklama, yazın orman… Dört mevsim ateşe verme yaşadığı yeri. Pusu, hainlik, kahpelik, kalleşlik…

Bir orman mühendisimiz anlatıyor;

Akdeniz bölgemizde dokuz ayrı noktada başlayan orman yangınının nasıl çıktığı araştırılıyor. Zerdüşt’ün imanına layık bir yöntem çıkıyor ortaya tamda.

Sokak kedileri toplanıyor, bir araca dolduruluyor. Kuyruklarına gazlı paçavralar bağlanıyor. Tutuşturulup belli noktalardan salıveriliyor ormana birer ikişer. Koşuşturuyorlar can havliyle oraya buraya serseri mayın gibi zavallılar. Sonrası malum…

Böylesi mahlûkatla iç içeyiz işte dünyamızda, ülkemizde, şehrimizde sokağımızda…

Bu canilerin farkları ne şimdi kuyruklarına gazlı paçavra bağlananlarla diyeceğiz ama hakaret olur. Tenzih ederiz dünyamızın süsü bezeği bu ağzı var dili yokları bu iblislikten.

Ormanı, mağarayı mesken tutan hiçbiri de hak etmez bunu.  Haksızlık ederiz değilse. Yaşayıp gidiyorlarken “bir ağaç kadar hür bir orman kadar kardeşçesine” kullanamaz oldular dağı, ormanı, mağarayı bile bunlar yüzünden. Mahrum edildiler yurtlarından yuvalarından.

Nemelazımlık, vurdumduymazlık, bize bir şey olmaz” yaklaşımı bu günlere getirdi bizi ne acı ki.

Devam ediyor bu kayıtsızlığımız halen de.  

Padişah ülkenin tembellerini bir binaya toplamış. Etrafına da odun yığmış, ateşe vermiş. Kapıyı da açık tutmuş tepkilerini ölçmek için.  Kaçıp kurtulmayı düşünecekler mi diye. Alevler yükselmiş.  Kapıya dayanmış. Kimse keyfini bozmuyormuş. İçlerinden kapıya uzak kalan birisi yakın olana seslenmiş;

“Bir kösengi (sönmemiş odun parçası)  uzatsan da, şu sigaramı yaksam…” 

O da cevap vermiş;

“Acelen ne canım… Görüyorsun ki yana yana geliyor işte”

Kıssadan hisse…

 “Kundaklanan benim aracım değil”

“Şehit cenazesi de kapıma gelmedi, bizden ırak.”

Öğretmen, imam, vatandaş…

Kaçırılan da ben değilim şükür....

Haberlerde geçen işler bütün bunlar. Başkaları düşünsün varsın.

 Ne denebilir ki bakış bu olunca?

Razısın demek ki olana, olacaklara… Müstahaksın dahası.

Kime ne demek düşer ilahi hükmü hatırlatmak dışında;

“Neye “layık” iseniz öyle idare olunursunuz”. (Hadis- Şerif)

Zerdüşt imanı taşıdıklarını söyleyenlerle bir arada yaşamak da buna dâhil …

  Osman ERENALP

Ankara Eylül 2011