Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '22

 
Kategori
Deneme
 

Zeynep, Bir kadının hikayesi

 

Zeynep’in hikayesi hem yaşanmıştır hem yaşanmamıştır. Zeynep 1931 yılında İç Anadolu’da Aksaray ilinin bir beldesinde 1931 yılında doğmuştur. Anadolu fakirdir. Aile’de fakirdir. En büyük haberleşme ortamı radyo’dur.  Zeynep çocuk haliyle Ata’nın 1938 yılında öldüğünü hatırlamaktadır. Zeynep büyür. İki kız, iki erkek dört kardeşin babaları erken ölmüştür.  Anne çocuklarına bakmaya çalışmaktadır. Erkek kardeşleri biraz büyüyünce evde baba rolüne bürünmeye çalışırlar. Zeynep sevdiği bir köylü gence kaçar. Bir iki yıl sonra nikâhı olur. Fakir, Yeşilçam filmlerinde bazen olduğu gibi zenginle değil, fakirle evlenebilmektedir. Zeynep evde durmaktansa kaçayım hiç olmazsa sevdiğim erkekle yaşarım diye düşünmüştür. Ama gittiği ailede çok kalabalıktır. Yemeklerden bazen aç kalkmaktadır. Takvim 1950’leri göstermektedir. Zeynep annesini de kaybetmiştir. Kardeşleri bir gün baş parmağını ana babamızdan kalan tarlaları paylaşacağız diyerek kağıda bastırır. Zeynep’in haklarını rızasıyla kendileri paylaşır. Zeynep kandırılmıştır.

Evlendiği genç askere gider.  Zeynep’in eşi Yakup  bir bebek süt emerken Zeynep’i ikincisine hamile bırakır ve  Sarıkamış’a askere gider. İki yıl içinde Zeynep’e birkaç mektup gelir. Akrabaları ona göz kulak olur. İkinci bebeği Dünya’ya gelir. Ancak fakirlik, gıda eksikliği olan soğuk evde Zeynep hastalanır.  Böbreğinden şikayetçidir. İki çocuğundan ilk olanı akrabalarına bırakır. Süt emdirdiği bebeğiyle akrabaları onu Ankara’ya götürür. Doktorlar asker eşi olan genç kadını ameliyat eder tek böbreğini alır, tekrar yaşama devamını sağlarlar. Bir buçuk ay sonra onu almaya gelen akrabasıyla Ankara’dan köye döner. Bebeğimi alıp gideyim dediğinde bebeğinin Çocuk Esirgeme Kurumunda olduğu akrabasının sonra alabileceği söylenir. Köyde yokluk içinde sıhhatine kavuşmaya çalışan Zeynep’e  akrabası bir ay sonra acı haberi getirir. Bebeği ölmüştür. Zeynep’e göre ise akrabası bebeği bir taliplisine para karşılığı evlatlık vermiştir.

Eşi tekrar gurbete gider. Askerden dönen eşi bir yıl kadar köyde demircilik yaptıktan sonra Ankara’ya gider. Zeynep eşinin askerden gelip ekmek parası için gurbete gidişine katlanır.  Kayınvalidesi eşine “Oğlum büyük yerin derdi de büyük olur” dese de Yakup Ankara’ya gider. Zeynep köyde yine yalnızdır. Bir iki yıl sonra Zeynep 1958 yılında eşinin yanına Ankara’ya gider. Yakup garsonluk yapmaktadır. Bahşiş veren müşteri onun için makbuldür. Şükriye mahallesinde, Hapishane’nin yakını, bir odalı evde kalırlar. Ev sahibi, tüm fakir mahallelerinde olduğu gibi, enflasyonu iyi takip etmekte üç ayda bir kira artışı istemektedir. Zeynep ve Yakup müteşebbis olarak Küçükesat’a taşınırlar. Yakup orada yıllarca manavlık yapar. Gelişen bir semt olduğundan inşaatlar yapılmakta yazın işçiler üzüm, kavun, karpuz, peynir alarak yaşamlarını sürdürmekte, açtıkları dükkânda karı koca çalışmaktadır. 1967 yılına geldiklerinde Yakup ne yapıp edip yapılan inşaatlardan bir 2+1 daire alır. Gecekonduda bir odada yaşamaktan kurtulurlar. Çocukları Basri’de bir yatılı okula gider. Öğretmen olmaya çalışır. Yıllar hızla geçer. Zeynep’in eşi Yakup  2002 yılında ölür.

Zeynep tek başına kalır.  Zeynep eşi Yakup’la 44 yıl beraber dükkânda çalışmıştır. Durumları kötü değildir. Çevresiyle iyi geçinen bir kadındır ancak okuma yazma bilmediğinden dükkânı kapatır. 12 yıl kadar tek başına yaşar. Öğretmen olan oğlu Basri uzakta Çayyolu’ndadır. Basri kemik erimesi olan ve kalça kemiği kırılan annesini ameliyat sonrasında eşinin desteğiyle 2014 yılında yanlarına alır.

Zeynep geçmişiyle hesaplaşır.  Hikâyemizin kahramanı Zeynep oğlu Basri’den kendisine öldüğü söylenen bebeğini aramasını ister. Esasen Ankara’da eşi 1970’lerde Çocuk Esirgeme Kurumu’na gitmiş Kurum çalışanları, kendisine çocuğu olup olmadığını sormuş, Basri diye bir oğlu olduğunu öğrenince üzerinden 20 yıla yakın bir zaman geçmiş bebeği arayamayacaklarını söylemiş ve “Git babo işine bak, oğlun var ya” demişlerdir. Zeynep’in ısrarına karşı Basri tepki vermemiş ancak bebeği arasa da bulamayacağını düşündüğünden annesinin bu isteğini yapmamıştır.  Zeynep’de oğluna kızmış, bu olayı unutmamıştır.    Basri ev taksitlerini ödemekte zorlanınca annesinden para istemiş, ancak Zeynep Ziraat Bankası memurlarına açıkça “Paramdan on bin lira çekeceğim .Paramı oğluma verin” dememiştir. Banka memuru bu tereddüdü hemen yorumlamış ve Zeynep’in sağlık raporu olmazsa ödeme yapmayacağını söylemiştir. Basri biraz da gücendiğinden, sessiz kalmış bankadan annesinin parasını birlikteyken çekememiştir.

Öğretmen emeklisi olan Basri’de banka olayını unutmamıştır. 2020’li  yıllarda Zeynep 90’lı yaşlarına gelmiştir. Basri’nin “Anne,  bankadaki hesabını ortak yapalım. İkimiz de gerektiğinde biraz para çekelim fikrine karşı çıkmış ve vekalet vermemiştir”. Zeynep’e göre Basri kendisinden erken ölürse, gelini onu hemen parasız pulsuz kapıya koyacaktır. Bu yüzden para onun son emniyetidir. Parasına dokundurtmamıştır.

Ancak Basri beceriksiz çıkmıştır. Basri annesini Küçükesat’tan Çayyolu’na bile aktaramamıştır. Çayyolu semtindeki aile doktoru kontenjanının dört (4) bini aştığını annesini kaydedemiyeceğini belirtmiştir. Basri Sağlık Bakanlığı’na dilekçe verse de olumlu sonuç alamamıştır. Basri gerçekten beceriksizdir. Geçenlerde annesi Zeynep hastalandığında ambulans istemiş, on beş (15) dakikada gelen doktorlara annemi A hastanesine götürelim deyince ambulansın  ilave masrafını ödemek istese de doktorlar A hastanesine değil kendi belirledikleri hastaneye hastayı götürebileceklerini belirtmiştir. Annesini ambulansa bile bindiremeyen, istediği hastaneye götüremeyen Basri sonunda bir taksi çağırarak annesini hastaneye ulaştırmıştır.

Zeynep ölmedi. Hikayemin kahramanı Zeynep’i hastanede öldüreceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Zeynep gelininin kendisini kabak tatlısıyla ve patates kızartmasıyla zehirlemek istediğini, çivi gibi sağlam olan kendisinin belinin ağrıdığını acil doktoruna söylemiştir. Analizler sonunda Zeynep’in gastriti olduğundan şüphelenilmiş ve uygun ilaçlar verilmiştir. Zeynep açıktan gelinine beddua etmekte, oğluna kızmakta ve yataktan kalkmakta zorluk çektiğini etrafına söylemektedir. Zeynep, beceriksiz oğlu Basri’ye ve gelini Zehra’ya kendisine baktıkları için teşekkür etmemektedir.

Zeynep’in hikayesi devam edecektir.

 

 

  

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..